Öncelikle bir soru sormak istiyorum: bu rakamlar gerçek mi, hormonlu mu?

Hükümet açıkladı; “yılın üçüncü çeyreğinde Türk ekonomisi: 11.1 büyüyerek Çin ve Hindistan’ı bile solladık!” Oh oh! Ne güzel istemeyenin iki gözü kör olsun.

Hangi akıl sahibi, hangi ülke sever ülkesinin büyüdüğünü, zenginleştiğini, kalkınmışlığını istemez? İstemeyenler ya haindir ya da fesat.

Büyümenin lokomotifi inşaatmış: yani tüten baca, üreten fabrika, dönen dişli çarklar değilmiş.

Acaba üçüncü çeyrekte büyüyen 11.1 lik ekonomide; İnşaatın olmazsa olmazı çimento kullanımı ne kadar artmış? Demir kullanımı ne kadar artmış, inşaatta istihdam edilen iş gücü ne kadar artmış?

Sn. Başbakan keşke bu rakamları da verseydi de, fesat ağızları kapatabilseydi.

Bir ekonomist derki, “İstatistik, rakamlara yalan söyletme sanatıdır

Bir aydın olarak, ülkemin büyümesini, kalkınmasını, zenginleşmesini elbette isterim.

Bu rakamları duyunca çok sevindim. Fakat sokağı, pazarı, AVM’leri ve OSB’leri görünce de üzülüyorum. Pek çok şehrimizin OSB’inde (Organize Sanayi Bölgeleri) satılık fabrika levhalarını, kiralık fabrika levhalarını görünce de; ACABA MI sorusu beynime takılmakta!

Bu büyüme çiftçimize neden yansımıyor? Çiftçimiz neden üretmiyor, ürettiğinin karşılığını neden alamıyor? Neden değerli çiftçilerimiz dünyanın en pahalı mazotunu, gübresini, tohumunu kullanıyorlar?

Bu büyüme neden asgari ücretliye yansımıyor? Böyle bir büyümeyi başaran hükümetimiz neden asgari ücretlinin, emekli, memur ve işçi ücretlerinin artışında cimri? Neden ekonomimiz gibi cömert ve büyük olamıyor da, “bütçede paramız olsa vermez miydik!” deniliyor.

Madem böylesine dünya ortalamasının çok üstünde büyüyoruz da; Neden ihracatımız, ithalatımızı karşılamıyor? Neden ithalat-ihracat dengemiz hep açık veriyor?

Üretene yansımayan bir büyüme,

Çiftçi ve köylüye yansımayan bir büyüme,

Asgari ücretliye, taşerona yansımayan bir büyüme,

Emekliye, memura yansımayan bir büyüme,

İşçiye ve alınterine yansımayan bir büyüme,

OSB’lere yansımayan bir büyüme,

Demir ve çimento üreticisine yansımayan bir büyüme:

Kime yansımış ve böyle bir büyümeye nasıl ve niçin güvenelim?

Yoksa bu büyümede diğer alanlarda olduğu çizilen pembe tablolar gibi mi?

Bu büyüme reel-gerçek bir büyüme mi yoksa gündem saptırmaya, taraftara gaz vermeye yönelik HORMONLU bir büyüme mi?

Biz gerçek olmasını canı gönülden isteyenlerdeniz. Ama sokak, pazar, çarşı, mazot, doğalgaz, elektrik, su ve cebimiz tamamen tersini söylemekte.

Madem böylesine rekorlar kıran bir büyümeye sahibiz de, 2018 yılının acımasız zam ve vergi artışları neden yapıldı?

En iyi ve en doğru kararı aziz ve asil Türk insanı verecektir.

Esen kalınız.