Ülkelerin kalkınmışlığı, halkının refah seviyesi ile doğru orantılıdır. Ne yazık ki Türkiye, son 16 yılda zengini daha zengin, fakiri daha fakir ve orta sınıfı da ortadan kaldıran bir ekonomik yapıya dönüşmüştür.

Türkiye yılsonuna kadar ödenmesi gereken 190 milyar Dolar (İddia öyle)faiz ödemesinin sıkıntısını yaşamakta. 30.06.2018 itibariyle brüt borcumuz.457 milyar dolar.

Türkiye dıştan aldığı borcu üretim yerine taşa-toprağa yatırdığı için bu gün sıkıntıda. Üretmeyen bir ülke, borçlarını nasıl ve ne ile ödeyecek?

Ne yazık ve ne acı ki, Türkiye’ye güven kalmadığı için artık borç para bulamıyor. Her çaldığı kapı yüzüne kapanmış vaziyette.

Ama bu faizde ödenmek zorunda; onun için Türkiye’nin acilen para bulması gerek. Güven ortamı olmadığı ve Türkiye’nin aldığı borç parayı plansız kullandığı için de kimseler borç vermek istemiyor.

Para vermek isteyenler de bu paranın nereye nasıl harcandığını bilmek istemekteler, şartları bu. Kendilerince de çok haklılar.

AKP Genel Başkanı Sn. Erdoğan’ın da iki büyük takıntısı var; birincisi IMF, ikincisi Esad. Bir türlü bu iki takıntıdan kurtulamadı. Onun için de ne maliyemiz ne de Suriye politikamız olması gereken yerde değil.

Neden ekonomi Mc. Kisney’e emanet edildi? Oysa Sn. Erdoğan 24 Haziran seçimleri öncesi, “Siz 24 Haziran da bu kardeşinize oyu verin, enflasyonla, faizle, dövizle nasıl mücadele edilir görün” demişti. Bu asil millet, bu söze güvenerek Sn. Erdoğan’ı tek adam yetkisiyle iktidara taşıdı.

Sonuç bu mu olmalıydı? Mc. Kisney’e Türkiye’nin kozmik odasını teslim etmenin anlamını kavrayan var mı? 24 Haziran da böyle bir şey yapacağını söyleseydi seçimi kazanabilir miydi?

AKP’lilerin içinde ekonomiyi düze çıkaracak çapta ve donanımda adamlarımı yok? Yoksa Sn. Erdoğan, Türk ekonomist ve akademisyenlere mi güvenmiyor? Yüzlerce yüksek maaşlı danışmanlar hiç mi iş bilmiyor, yol gösteremiyorlar?

Ekonomik sorunlar yok, bunlar psikolojik. “ diyen AKP kurmaylarının aksine Sn. Erdoğan, 30.Eylül. 2018 günü:”Bizim IMF ile işimiz olmaz. Zaten durumu da toparlamaya çalışıyoruz” demiştir. Bunun anlamı: ekonomi dağıldı, düzen bozuldu, sistem raydan çıktı. Biz ise bunu düzeltmeye çalışıyoruz demek değilse nedir?

Ekonomiyi bu hale kim getirdi, neden ekonomi bozuldu?

IMF’den borç alınmayacaksa, ekonomiyi toparlıyorsak, üç aya kalmaz ortamı düze çıkarırız deniliyorsa; neden Mc. Kinsey ile anlaşmaya gidildi de oraya da milyon Dolarlar ödeyeceğiz? Bu ödeme, TL ile mi yoksa Dolarla mı olacak? Yoksa Katar Emiri gibi bir kıyak mı yapıyorlar?

Neden kamu maliyemizi, bir ABD’li şirket olan Mc. Kinsey’e emanet ediliyor, neden Mc. Kinsey’e Türk maliyesini kontrol ettireceksiniz? Hani döviz işini ABD yapmıştı?

Muhalefet buna, “Yeni Duyun-u Umumiye” demekte haklı mı, haksız mı?

Neden açık ve şeffaf olunmuyor? Madem ekonomi toparlanıyor da bu insafsız zamlar ve fiyat güncellemeleri neden yapılıyor?

Hani, “Bu da geçer ya hu!..” diyorduk. Hani, “Onların Doları varsa bizim de ALLAH’ımız var” diyorduk, ne oldu?

Öyle görünüyor ki bu asil millet, “Bizi iyi yönet” diye Sn. Erdoğan’a verdiği yetkiyi Erdoğan ise; “Biz yapamayacağız sen şuna bir el at, ekonomiyi düze çıkar” diyerek 16 bakanlığın denetimini neden ABD’li Mc. Kısney’e devretmiştir?

Karar yüce milletimizindir.

Esen kalınız.