Taliban zulmü sonrasında Atatürk'ün kıymetini en iyi Türk kadını bilmelidir!..

Değerli okuyucularım dünya Afganistan'daki dramı ibret ve dehşetle izlemeye devam ediyor.

Bugünkü yazımda Afganistan'daki dramdan yola çıkarak Atatürk ve Türk kadınının yerini analiz edeceğim.

***

Afganistan'da çaresizliğin fotoğrafını çizebilir misiniz derseniz insanların uçakların kanatlarından düştüğünü söyleyebiliriz.

Afganlar ölümü göze alarak ülkeden kaçmaya çalışıyorlar. Çünkü Taliban zulmünün ölümden beter olduğunu biliyorlar.

Karılarını, kızlarını bırakıp kaçmak elbette nasıl bir alçaklık onu da biliriz.

Ama hepsi böyledir diyemeyiz.

O kaçanlar uçağa yapışanların hepsi Türkiye'ye mi kaçmak istiyorlar? Onu da bilmiyoruz.

Ama bildiğiniz bir husus var ki o da Taliban zulmünün ne kadar vahşi olduğudur.

***

Geçenlerde sosyal medyada bir video izledim ve adeta dehşete kapıldım.

Videoda küçük kız çocuklarını cariye yapmak isteyen zorba Taliban militanları görülüyor.

Ve kız çocukları adeta bağıra bağıra ağlayarak bu zulme direniyorlar.

Sizler de buna benzer birçok video izlemişsinizdir.

***

Şimdi yazımın başlığına gelelim.

Atatürk 1934 yılında ilk defa kadınlara seçme ve seçilme hakkını verdi.

Ve birçok Avrupa ülkesinde de bu hak yoktu.

11 yıl sonra İtalya ve Fransa, 36 yıl sonra ise İsviçre; anayasalarında kadınlara seçme ve seçilme hakkı verildi.

Taliban zulmü ve bu seçme seçilme hakkını yorumlayacak olursak hakikaten Türk kadınının Atatürk'e büyük bir minnettarlık duyması lazımdır.

Ne diyor ulu önderimiz Atatürk:

"Ey kahraman Türk kadını! Sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın"

***

Taliban zulmü İslam değildir.

Taliban zulmü Yezit zulmüdür.

İslam'da böyle bir zulmün olmadığını en iyi Türk ilahiyatçılar söyleyecektir.

***

Türk kadınının Atatürk'e büyük dualar etmesi gerektiğini belirterek yazımı sonlandırıyorum.