TÜRK MİLLETİ YENİ BİR SİYASİ ANLAYIŞI BEKLEMEKTEDİR !

    Akıl ve ilmin ışığında dünya siyasetini kavramış devlet adamları yerine, dini anlayış ve figürler esas alınarak, atamalar yapılarak, devletimizin omurgasını oluşturan kurumlar, tarumar edildi. “Dindar ve kindar” nesiller yetiştirmek adına oluşturulan derin taassup devletimizin hassas organlarına nüfuz ederek, devlet yapısını, Kanser gibi sarmaya ve yok etmeye başladı.

     Cumhurbaşkanı’nın “haşhaşı” diye tarif ettiği Fetö örgütü devlet içinde, kendi gücünün dışında, başka bir güç istemediğini 15 Temmuz gecesi düzenlediği “darbe” ile Türk milletine deklere etti.

    Yıllardır “liyakat esası” gözetilmeden din eksenli ritüeller ile devlet kadrolarına doldurulan bedevi zihin yapısına mensup hainler, yargı, ordu, istihbarat ve eğitim sistemimizi nedenli kuşatma altına aldıklarını televizyonlardan naklen yayınlar ile izlemeye devam etmekteyiz.

    Türk milleti nin engin feraseti, olabilecekleri fark etti. Ay yıldızlı bayrağını eline alan halk, cadde ve sokaklara koştu. Büyük bir kararlılıkla “varlık-yokluk” nöbeti tutmaya başladı. Ancak bu samimi ve kararlı duruş, ülkemizin bu hale gelmesine sebep olan iktidar elitleri tarafından istismar edildi. Kendi hanelerine birkaç puan yazabilmek adına, arsızca, acımasızca, sömürülmeye dönüştüğünü ibretle izlemekteyiz.

    Soğuk savaş dönemi siyaset anlayışından bir türlü sıyrılamayan MHP, gelişen durum karşısında “biz uyarmıştık” şimdi birlik beraberlik zamanı diyerek verilen görevi yerine getirmiş, koltuk ve statülerini koruma kollama yarışına girmişlerdir.

    Oysa gelişen olaylar ve sosyolojik süreç bize büyük bir tehlike altında olduğumuzu söylemektedir. Bir dinci Fetö terör örgütünün tahribatından kurtulmak için devlet, millet ve demokrasi adına başka dinci, Bedevi zihin yapısının yanında yer almak garabetini yaşamaktayız.

    Toplum katmanları “demokrasi nöbeti” söylemi altında iktidarın belirlediği istikamette cadde ve sokaklarda belirsizliğe ve çaresizliğe doğru sürüklenmektedir. Devletimizi bu duruma düşüren Bedevi zihniyetinin ekmeğine yağ sürmekte, yeni felaketlere kapı aralamaktadır. Dolayısı ile ülkemizin acilen aklın öncellendiği bir siyaset anlayışına, ihtiyacı vardır.

    Toplumun tamamını kucaklayacak, demokratik, laik, hukuk devletini, bütün kurum ve kuralları ile işletebilecek yeni bir manifesto yepyeni bir siyasal anlayış ortaya konulması gerektiğini düşünmekteyiz.

    Bu yeni siyasi anlayış yarınları planlamış, programlamış, olabilecekleri öngörmüş, çağın gerek ve gerçeklerine uygun, olgular üzerinden siyasi söylem geliştirip eylemler ortaya koyacak, ülkemizin ufkundan bir güneş gibi doğacak anlayış olmalıdır. Türk milleti böyle bir anlayışı beklemektedir.

HÜSEYİN ÖZCİHAN