Mehmet Cengiz ve Cengiz İnşaat tarafından Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’a açılan manevi tazminat davasının ilk duruşması gerçekleşti. Bugün yapılan duruşmada Cengiz İnşaat ve Mehmet Cengiz Ümit Özdağ’ a açtığı davayı kaybetti. Zafer Partisi Genel Başkanı Prof.Dr Ümit Özdağ henüz parti kurulmadan İstanbul milletvekili iken, Rize İkizdere’de Cengiz İnşaat’ın taş ocağı inşaatına karşı ormanları savunan köylülerimizin yanına gitti ve köylülere destek oldu. Özdağ, İkizdere’de yaptığı açıklamada, AKP ekonomisinin CEO, büyük patron ve müteahhit diktası altında olduğunu belirtti. Özdağ, “Senden talan ettiklerinin hesabını Cengizhan Yasaları ile soracağız.” ifadelerini kullandı. Mehmet Cengiz, Özdağ’ın açıklamalarının “Halkı kin ve düşmanlığa sevk ettiği” iddiasıyla 250 bin lira manevi tazminat talebinde bulundu. Mehmet Cengiz’in avukatları ayrıca, Mehmet Cengiz’e isnat edilen suçların kamuoyunu yanlış yönlendirme amacı taşıdığı ve müvekkillerinin kişilik haklarını ihlal ettiğini öne sürdü. Dilekçede yayınlara ve haberlere ihtiyati tedbir ve Özdağ’dan da manevi tazminat talebinde bulunuldu. Bugün yapılan duruşmada Cengiz İnşaat ve Mehmet Cengiz Ümit Özdağ’ a açtığı davayı kaybetti. Duruşmadan sonra Ümit Özdağ’ın avukatı, Zafer Partisi GİK üyesi ve Genel Başkan Başdanışmanı Av. Onur Şahin şu açıklamalarda bulundu; “Son olarak adı Panama belgelerinin ardından Pandora belgelerinde de geçen, dünyada en fazla kamu ihalesi alan firmalardan birinin sahibi olan Mehmet Cengiz’in, Sayın Özdağ’ın sözleri nedeniyle kendisinin ve şirketinin incindiği iddiasıyla toplam 500 bin TL’lik tazminat talebi büyük bir cüretti. Hatta bana göre hukukla dalga geçmekti.. Millete hakaret kayıtlarının ifşasından, milyonlarca dolarlık vergi borcunun silinmesinden, şirketinin pek çok şaibeyle ve doğa kıyımıyla anılmasından ise incinmiyor! Saray rejiminin yarattığı böylesi yapılar bilemeliler ki eninde sonunda hukukun üstünlüğü ülkemizde geçerli olacak. Mehmet Cengiz ve benzerleriyle Sayın Özdağ’ın siyasi mücadelesi kararlılıkla devam edecektir. Verilen karar son derece isabetlidir. İktidara, saraya yakınlığına gúvenerek ve karıştıkları pek çok şaibeye karşı hukuku yanıltmaya, çabalayanlar, haksız kazanç peşinde koşanlar hüsrana uğramıştır. Böylesi davalar Sayın Özdağ’ı ve mücadele arkadaşlarını yıldıramaz” Cengiz İnşaat Ümit Özdağ’a açtığı davayı kaybetti Cengiz İnşaat Ümit Özdağ’a açtığı davayı kaybetti. İkizdere’de ne oldu? 2020 yılında Rize’nin İkizdere ilçesine bağlı İyidere sahili mevkiinde yapılması planlanan lojistik liman ihalesini kazanan Cengiz İnşaat, limana gereken dolgu malzemesi için taş ocağı ve bağlantı yolu için, Cevizlik ve Gürdere köylerinde acil kamulaştırma yoluyla Cumhurbaşkanı Kararı ile kendilerine gösterilen alanda inşaat girişiminde bulundu. Köylerini korumak ve doğa tahribatını önlemek isteyen İkizdere halkı 21 Nisan’da taş ocağına karşı eylemlere başladı. Köylüler, yapılacak taş ocakları ve yol sebebiyle arıcılık ve tarım faaliyetlerinin yok olacağını, kesilen ağaçlar nedeniyle bir çok hayvanın da yuvasız kalacağını belirtti. Taş ocağına giden yol inşaatı sebebiyle İkizdere’de şelale kurudu ardından derede endemik türlerden biri olan kırmızı benekli alabalıklar dereye dökülen yol hafriyatı taş ve toprak sebebiyle yok olma tehlikesi yaşamaya başladı. Cengiz İnşaat ise savunma olarak hükümetin kendilerine taş ocağı için bu iki köydeki alanı belirlediğini beyan etti. Köylüler doğa katliamını önlemek için çadır kurup nöbet tutmaya başladıklarında jandarma müdahalesi ile karşılaştılar. Onlarca köylü gözaltına alındı. Ardından bazı köylülere sokağa çıkma yasağı kapsamında cezalar kesildi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı da halkı ikna için İkizdere’ye yetkililer yolladı. 4 Mart 2021 tarihinde 61 ilin barosu İkizdere köylülerine destek açıklaması yaptı ve bunların içerisinde Rize Barosu yer almadı. Ayrıca Türkiye Barolar Birliği Lojistik Liman ve Dip Taraması Projesi’nde kullanılacak dolgu malzemesinin İkizdere’de yapılmak istenen taş ocağından karşılanmasına ilişkin “Rize İkizdere’de Olan Nedir?” raporu ile “El değmemiş yolu dahi olmayan ormanlık alanda ÇED yapılmaksızın faaliyete başlanması çevre koruma anlayışındaki eksikliğini ortaya koyuyor.” denildi.