2000 yılların ortası olacak Türkiye'den siyasetçiler Almanya'da Türk vatandaşlarına her ziyaretlerinde.

Israrla telkinde bulunuyor, Alman vatandaşlığına müracaat edin, partilere üye olun bu vesile ile burada bir lobi çalışması yaparsınız diye.

Bunun üzerine ciddi bir Alman vatandaşlığına müracaat olunca.

Almanya bir genelge yayınlayarak vatandaşlığı biraz zorlaştırmak, seçmek, tercih için 33 soruluk bir katalog hazırlıyor.

Ha bu arada aklıma geldi Türkiye'deki gibi Cengiz İnşaattan 1 daire satın al 10 kişilik Türk vatandaşlığı eşantiyon yok.

Tabii bazı şartların oluşması, bulunması var, sonrası bu imtihan yapılıyor.

Örneğin yeterli dil bilgisi, hayatını idame edecek kadar para kazanması, herhangi bir suça karışmış olunmaması, en önemlisi Alman anayasasını kabulü, demokratik hayatı tercih etmesi gibi.

Sorular 3 kategoriye ayrılıyor, demokratik yaşam, tarih ve tarihe karşı sorumluluk, insan ve toplum.

Bizim Türk vatandaşı Sivaslı Mehmet, Alman vatandaşı olmak için bütün evrakları hazırlayıp müracaatını yapıyor.

Alman memur anayasadan sorular soruyor, demokratik haklardan bahsediyor, seçme seçilme hakkı, parlamenter sistemi, iktidar, muhalefet farkını, düşünce, ifade, basın yayın özgürlüğü, seyahat, insan hakları, yaşam hakkı, insan onurunun anayasada 1.maddede korunduğunu bizimki tek tek anlatıyor.

Mehmet yaşam tarzı uymasa da, vatandaşlığı almak için üstün gayret göstermek demokratik kültürü, tarihi teoride ezberliyor.

Sonra tarihten sormaya başlıyor Alman memur.

Bizim tarihte Şarlken olarak bildiğimiz 5. Karl'lı ne zaman doğdu eşinin ismini, savaşta kaybettiği askerlerin ismine, torunlarına kadar soruyor, bizim Sivaslı hepsini tek tek sayıyor.

Sonra devam ediyor Alman memur Köln Kathedral'ın papazın ismini, şehrin 1349 yılında ki vali kimdi, nasıl öldü, gelini kimdi, kayınvalidesi ile arası niçin bozuldu, komşu şehirdeki tüccar adamın kızı ile ilişkisine kadar sordu soruşturdu.

Bu sorular 1933 yılına kadar böyle devam etti, hemşehrim teferruatlı kendinden emin cevap veriyor.

Memur oturduğu sandalyeden geri yaslanarak Mehmet dedi; müthiş çok güzel gidiyorsun Alman tarihinden son sorum bunu bilirsen vatandaşlığı hak ediyorsun dedi ve konuşmaya başladı.

Bay Mehmet Almanya'da 1933 ile 1945 arası neler oldu, kim iktidarı biliyor musun?

Mehmet memurun karşısında masum, ezilerek, mahcup bir şekilde ; Bilmiyorum memur bey diye cevap verdi.

Yabancılar dairesinin memuru emin olmak için tekrar sordu Bay Mehmet 1933 - 1945 arası Almanya'da neler yaşandı anlatırımsın? dedi.

Efendim bilmiyorum ben Almanya'da değildim haberim yok, saflığa verip neler olmuş, bir şeyler mi oldu diye kendi ekledi.

Bunu duyan Alman memur sandalyeden doğruldu önündeki Alman pasaportu imzalayıp Mehmet'i tebrik ederek iyi bir Alman vatandaşı olduğunu överek Mehmet'i uğurladı.

Mehmet Alman vatandaşlığı gururu ile biraz Türk vatandaşlığını kaybı ezikliği burukluğu içinde başı eğik çıktı.

Duyguları karmakarışık sevinsin mi üzülsün mü? Bilmiyordu bu durumu kimseyle paylaşamıyor, Alman'a anlatamıyor, Türk hemşerilerden utanır bir durum ortadaydı.