2018 Haziran seçimlerinde sayın Cumhurbaşkanı ne diyordu; “Verin bu kardeşinize oyları” bakın o zaman enflasyonla dolarla, pahalılıkla, işsizlikle nasıl baş ediliyormuş göreceksiniz. Demişti. Sanki 2002 yılından beri bu ülkeyi başkaları mı yönetiyordu…!

Ekonominin kendi kural ve kaideleri vardır. O ekonominin kendi kuralları ile oynarsanız hiçbir zaman istediğiniz sonucu alamazsınız. Sayın Cumhurbaşkanı Merkez Bankası Başkanı’na talimat veriyor. Düşürün şu faizleri diyor. Merkez Bankası Başkanı ise ekonominin kuralları ve para politikaları gereği Cumhurbaşkanı’ndan gelen talimatları yerine getirmiyor. Bağımsız ve belli süre ile seçilen Merkez Bankası Başkanı’nı iki satırlık bir yazı ile görevden alıyor. Yerine 2015 Temmuz Ay’ında Merkez Bankası’nın başına Murat Uysal getiriliyordu. Murat Uysal belli periyotlarla yapılan toplantılarda hep faiz düşürdü ve yönetimden aferin almıştı.

Yazımızın başında da değindiğimiz gibi ekonominin kuralları talimatlarla yürümüyor. Yürümediğini bir kez daha görmüş bulunuyoruz. Merkez Bankası Başkanı Murat Uysal’ın başkanlığında yapılan toplantıda politika faizlerini 2 puan artırdığını duyurdu. Yani 9 aydır faiz artırmayan Merkez Bankası son toplantıda; “8.25 olan Politika faizini 2 puan artırarak 10.25’e çıkardı.” Demek ki neymiş? Ekonomiyi kendi seyrine bırakacaksınız. Merkez Bankasının yönetimi ile oynamayacaksınız. Merkez Bankası’nda çok deneyimli bürokratların olduğunu biliyoruz. Merkez Bankası rahat bırakılırsa Para politikaları Kurulu eliyle bu konu rahatlıkla idare edilecek. Ancak siyasi baskılardan arındırılması şartı ile.

Yine 2018 seçimlerinde Sayın Cumhurbaşkanı’nın seçim vaadi olarak, “polislere, imamlara, hemşirelere 3.600 ek gösterge vereceğini üstüne basa basa ifade etmişti.” 2.5 yıla yakın bir süre geçmesine rağmen, bu konuda tek bir adım atılmamıştır. Belki gelecek erken veya zamanında yapılacak seçim öncesi tekrar gündeme gelir diye düşünüyorum. Bu konu yaydan çıkmış bir ok gibidir. Er veya geç hedefine ulaşacaktır. Ancak insanların duyguları ve hayalleri ile dalga geçilmemelidir. Verilecekse hemen verilmelidir. Sayın Cumhurbaşkanı’nın elini kolunu bağlayan bir engel de yoktur. İki satırlık bir talimatla bu iş çözülecektir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine (Başkanlık) geçiş sürecinde denilmişti ki hantal işleyen bürokrasiyi harekete geçirmek ve iş ve işlemlere hız kazandırmak için bu sisteme mutlaka geçmemiz gerektiği propagandası yapılıyordu.

Türkiye’de son dönemde uygulanan siyaset anlayışı bu işte!. Vaad et. Zamanla unutulur veya vatandaş alıştırılır diye bir anlayış hakim. Bu anlayış belgi TRT’nin tekel olduğu dönemde olabiliyordu. Ama artık vatandaşın bilgiye ulaşması teknolojinin getirdiği imkânlarla o kadar kolaylaştı ki artık vatandaş yemiyor, uyumuyor artık. Belki şimdilik yutkunuyor olabilir ama seçim sandığı önüne geldiği zaman çektiği ekonomik sıkıntılar gözünün önüne gelecek ve ona göre tercihini yapacaktır.

Meşhur bir söz vardır. “ Kurt kışı geçirir ama yediği ayazı asla unutmaz.” Vatandaş da bu sıkıntılı süreci geçirecektir ama çektiği ekonomik sıkıntıları, verilen sözleri ve tutulmayan vaatleri asla unutmayacaktır.

NE MUTLU TÜRKÜM VE MÜSLÜMANIM DİYENE, VE DİYEBİLENE