Tarihin tozlu sayfaları arasında unutulmaya terk edilmiş nice kahramanlar vardır. Onlardan biri de önce sinesini sonrada Türklüğü İslam’a açan Sul Tekin’dir.

Türklerin İslamlaşmasını konu alan hemen her yazıda Abdülkerim Satuk Buğrahan’a gönderme yapılır. Buğra Han’ın Müslümanlığı ilk  kabul eden Türk hakanı olmasından hareketle,  Türklüğün gönül kapılarını İslam’a açtığı ifade edilerek sitayişle bahsedilir. Miladi 9. Asırda yaşayan Satuk Buğrahan gerçekten de İslam’ı kabul eden ilk Türk hükümdarıdır. 12 Yaşında Müslüman olup,25 yaşında Müslümanlığını açıklayan bu büyük hakan 26 yaşında, putperest amcasını öldürerek Karahanlı Hakanı olmuş, Türklerin dalga dalga
İslam’a girmesinde öncü rol oynamıştır. Ne kadar minnetle ansak azdır.

Ancak ondan çok önce Emeviler döneminde (8.asrın başları) yüreğini de, Türklüğü de İslam’a açan bir başka kahraman vardır; Cürcan  hükümdarı  Sul-Tekin. Onun aile efradı ile birlikte Müslüman olması Turan yurtlarında İslam’ın yayılmasında kilit rol oynamıştır.

Sul-Tekin’in Müslüman olması Arap akınlarının zorlaması veya siyasi sebeplerle değil tamamen bir öğrenme-araştırma sürecinin sonucudur. Miladi 716 da Turan Yurtlarına askeri vali olarak Yezid Bin  Mühelleb atanmış, Sul-Tekin’in hüküm sürdüğü Dehistan ve çevre topraklarda önemli fetihler yapmıştır. Ancak bu fetihlerin gayesi ila-yı Kelimetullahtan ziyade yağma ve ganimettir. Nitekim adaletin ışığı Ömer Bin Abdülaziz’in hilafetine kadar Arap olmayan Müslümanlardan cizye alınmaya devam edilmiştir.

Emevi ordularıyla karşı karşıya gelmek, Gök Tanrı dini (Şamanistlik) ve Mecusilik arasında sıkışan  Sul-Tekin’in bu yeni dinle tanışmasına zemin hazırlamış, tamamen kendi sağ duyusu ile  hak din arayışına girmiştir. Yezid bin el Mühelleb ve bir çok İslam bilgini ile tanışarak İslam’ı öğrenen   Sul-Tekin Yüce ahlaklı bir Müslüman’ın eliyle İslam’a girmek istemiş, el Mühelleb onu Halife Süleyman bin Abdülmelik’e yönlendirmiştir. İslam ateşinin içini sarması ile yollara düşen Sul-Tekin yüce ahlaklı birinin eliyle Müslüman olma dileğini Halife’ye de söylemiş, Halife Medine’ye giderek Peygamberimizin Yüce ravzası önünde Kelime-i Şahadet getirmesini tavsiye etmiştir. İçindeki iman coşkusu dizginlenemez hale gelen Sul-Tekin Peygamber efendimizin manevi huzuruna giderek,  kelime-i şahadet getirmiş, meşakkatli hidayet yolculuğunu imanla taçlandırmıştır. Onun Müslüman olması İslam’ın Cürcan ve Dehistan’da yayılmasında büyük etkisi olmuştur. Bu büyük Türk beyi elindeki hidayet meşalesi ile Türk’ün ruhunu tutuşturmuş, İslam’ın Türklük coğrafyasında hızla yayılmasında büyük etkisi olmuştur. İla-yı Kelimetullah’ı gayeleştiren, okuna “Sul sizleri Allah’ın kitabı ve peygamberin sünnetine davet eder” ibaresini yazan Sul-Tekin daha sonra şekillenecek olan ehli sünnet Müslümanlığının Türk dünyasında yayılmasının öncüsü olmuştur.

Zekeriya Kitapçı,Emeviler Devri Arap Irkçılığını anlattığı kitabında, Sul-Tekin’in Türk tarihinde en az Abdülkerim Satuk Buğra Han kadar önemli olduğunu ancak nisyana terk edildiğini yazar. Dilerim tarihin seyrini değiştiren bu büyük Türk beyinin kadrini anlayan biri çıkar da destanını yazar. Rahmet ve minnetle….