Türk'ün Çağrısı, Bahçeli'nin Paylaşımı

Abone Ol

İsmail Türk beyi kutluyorum, doğru bir zamanlama ile Mümtazer Türköne'nin durumuna dikkat çekti.

Demirtaş'a hak ihlali kararı verip, Türköne'ye vermeyen AYM kararındaki çarpıklığı gözler önüne serdi.

Darbe veya örgüt bağına inansaydım sahip çıkmazdım diyerek, Türköne'nin FETÖ veya başka bir yapı ile ilgisi olmadığına   inandığını söyledi.

Kalp hastası olan ve ameliyat olması gereken Türköne'ye sahip çıkılması için MHP Genel Başkanı sn.Bahçeli'ye içten bir çağrı yaptı.

Bahçeli, dün sosyal medyadaki paylaşımında bu çağrıya icabet ederek, Türköne'nin durumunun yeniden değerlendirilmesini istedi.

Bu bir çok ülkücünün gönlünden geçen bir çağrıydı. Sn Bahçeli iyi de etti.

Ne yazık ki, biz mağdurlarımıza sahip çıkamıyoruz. Türköne'nin Ergenekon davalarındaki tutumu, çözüm süresindeki tavrı eleştirilebilir, ben de eleştiriyorum. Bunu AKP Belediyesi tarafından Elazığ'a davet edildiğinde de kendisine söyledim. Ancak farklı düşünüyor diye bir insanın haksız bir muameleye maruz kalması müsamaha ile karşılanamaz. Yasalarda farklı düşünmek diye bir suç yoktur. Yasaların suç saymadığı şeylerden dolayı kimse özgürlüğünü kaybetmemelidir.

Sn Türk'ün ifade ettiği gibi Türköne  12 Eylül döneminde kardeşini komünist teröre kurban vermiş bir isim. Yani bir şehidimizin ağabeyi.   Hapishane sürecinde hem annesini, hem babasını kaybetti. Ne yazık ki, bizler ona karşı görevimizi yapamadık. Çeşitli bahaneler ileri sürerek uğradığı haksızlığı görmezden geldik.İçimizde en babayiğiti İsmail Türk çıktı,  bu konuda herkesten cesur davranıp bir kaç yazı yazdı, Lütfü Şehsuvaroğlu sosyal medyada paylaşımlarda bulundu. Milletvekili iken sn Selçuk Özdağ da Türköne'nin çıkması için çok çaba harcadı.Onun dışında kimsenin kılı kıpırdamadı. Oysa Türköne, her zeminde Türk milliyetçisi olduğunu ifade eden biri. Türk düşünce ve fikir hayatına ciltler dolusu kitap bıraktı. Onun Türk modernleşmesi, laiklik, millet ve milliyetçilik kitapları alanında çok önemli çalışmalar.

Her gazeteciye sahip çıkan çevreler oldu.  Gazeteler, TV'ler belli isimleri hep gündemde tuttular. Türköne'den bir iki defa da Karar'daki köşesinde Taha Akyol bahsetti, yazılarında örgüt üyeliği veya darbe teşvikçiliği çıkarılabilecek hiç bir unsurun bulunmadığını belirtti. Asıl sahiplenmenin gelmesi gerektiği yerden, ülkücü hareketten hiç bir ses gelmedi.

Şimdi sn Bahçeli'de bu işe sahip çıktı, bence çok doğru bir iş yaptı. Mustafa Türköne'nin şahadet yıldönümünde bu sahiplenmenin olması ise tam bir tevafuk oldu.Türk milliyetçilerinin en büyük zaafı 12 Eylül öncesinde destan yazdıran dayanışma, sahiplenme duygusunun zayıflaması, hatta yer yer tersine dönmesidir. Bir tarafta çöpçüsünü bile milletvekili yapanlar, öbür tarafta birbiri ile didişen ülkücüler. Oysa bir davaya mensubiyet bir partiye mensubiyetin daha ilerisinde ve üstündedir. Aynı iman ve fikir mihrabına bağlı olanların birbirlerine amasız fakatsız bir şekilde daha çok sahip çıkmaları gerekir.

Türköne, 4 yıldır yalnızdı, şimdi inanıyorum ki yalnız değil, CB Erdoğan'ın Bahçeli'nin hatırını kırmadığını biliyoruz. Umarım, Sn Bahçeli'nin çağrısı makes bulur, yargıdan adil ve çabuk bir karar çıkar. Türköne için her şey denilebilir ama asla darbeci veya FETÖ'cü denilemez.