Dün Türkiye olarak ‘Fesli Kadir’ ve sevenleri hariç, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramını coşkuyla kutladık. Cadde ve sokaklar Kırmızı Beyaz Türk Bayrağı ile boyandı. Şahsen ben balkonuma Türk Bayrağının yanında bir de Azerbaycan Bayrağını da astım. Bu arada Azerbaycan’ın Ermenistan tarafından 30 yıl önce işgal ettiği yerleri geri almak için başlattığı harekâtı da destekliyor ve kutluyorum. Başarılar diliyorum.

Tuz koktu ne demektir? Tuzun kokması nedir?

Tuz koktu, denetim mekanizmasının yozlaşmasını ifade eden bir deyimdir. Bir olaydaki olumsuzluğu gidermesi gereken unsurun da o olumsuzluğa karıştığını belirtir. Olumsuzluklar karşısında çaresizlik ifade eden "Et kokarsa tuz basılır, tuz kokarsa çare ne?",

Yazımızın başlığında tuz koktu ve artık sürekli kokuyor dedik. Evet, tuz gerçekten koktu. Bu bir espri olarak algılanmasın. İktidarın Anıtkabir organizasyonundan bahsediyorum. İktidar birkaç yıldın beri, önemli tarihi günlerde devlet erkânının Anıtkabir’i ziyaret etmesi öncesi bindirilmiş kıtalar isim isim tespit edilerek Anıtkabir bahçesine alınıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan alanı girdiği anda veya çıkarken o bindirilmiş kıtalar slogan atmaya başlıyorlar. Olacak şey değil. Sahaya alınan siviller listede isimleri yoksa içeriye alınmıyor. Bu da gösteriyor ki o slogan atacak sivil ekip daha önceden liste halinde tespit edilip sahaya alınıyor. Böyle bir rezalet, 97 Yıllık Cumhuriyet tarihinde ilk defa yaşanıyor. Ak Parti iktidarları hariç hiçbir dönemde böyle bir rezalet yaşanmamıştı. Tuz koktu…

Yine 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı öncesi İçişleri Bakanlığı 81 İl Valiliklerine gönderdiği genelge de 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı için yapılacak törenlere, az sayıda protokol üyeleri ve devlet erkânı dışında kimsenin alınmayacağı emredildi. 10 Kasım, 23 Nisan, 30 Ağustos, 29 Ekim gibi önemli tarihi ve milli günlerde geçmişte başka bahanelerle kutlamaların engellendiğine şahit olmuştuk. Bu defa ise, bir yıla yakın devam eden pandemi nedeniyle kutlama organizasyonları engelleniyor. Halbuki Cumhurbaşkanı’nın yaptığı Giresun gezisi, Ayasofya açılışı, parti kongreleri pandemi nedeniyle hiçbir engellemeye tabii tutulmuyor. Tuz koktu…!

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı yandaş medya tarafından ya hiç görülmemiş, ya da yasak savma kabilinden küçücük manşetlerle geçiştirildiğini gördük. Bu bir ilk değil elbette. Her Milli Bayram veya günlerde ve sonrasında bu görememe durumu gelenek haline geldiğini biliyoruz. Bu duruma ancak Fesli Kadir ve avenesi sevinebilir. Tuz koktu…

Cumhur İttifakı’nın küçük ortağı MHP’nin lideri Devlet Bahçeli ‘Askıda Ekmek’ organizasyonunu başlattı. Askıda ekmek konusu yeni bir olay değildir. Yıllara sari zaman zaman siyasiler işlerine geldiği dönemlerde dillendirilen bir konudur. Ancak bu defa Sayın Devlet Bahçeli’nin Askıda Ekmek organizasyonu Sayın Cumhurbaşkanı tarafından pek hoş karşılanmadı. Çünkü Cumhurbaşkanı evine ekmek götürmeyen hiç kimse yoktur derken. Bahçeli evine ekmek götüremeyenler için askıda ekmek kampanyası başlatıyor. Sayın Cumhurbaşkanı bakın askıda ekmek konusunda neler söylemiş;

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhur İttifakı ortağı MHP lideri Devlet Bahçeli'nin başlattığı askıda ekmek kampanyasıyla ilgili olarak şunları söyledi: Bırakın Allah'ınızı severseniz ya... Ya böyle bir şey var mı Türkiye'de ya... Yani bugün evine ekmek götüremeyen biri var mı Türkiye'de ya... İnanıyor musunuz bunlara? (Tuz koktu…!)

Coronavirüs Salgını Türkiye’de ilk göründüğü günlerde, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya bayağı güven duyulmuştu. Yaptığı açıklamalarla ve yorumları ile herkesin beğenisini kazanmıştı. Ama zaman ilerledikçe Sağlık Bakanı’nın günlük raporları doğru yansıtmadığı ortaya çıktı. Bizim hatamız, Sağlık Bakanı’nın da sonuçta Ak Parti Kabinesine tabi olduğunu unutmuştuk. Sağlık bakanı bir gün ağzındaki baklayı çıkarıverdi. Her pozitif vaka Covit-19 hastası olmadığını iddia etti. Bu açıklamanın ardından ortalık toz duman oldu. Artık Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya ilk günlerdeki güven duygusu sıfırlanmıştı. Açıklanan sayılara artık kimse inanmıyordu. Tuz koktu…

TUZ KOKMAYA DEVAM EDİYOR…

NE MUTLU TÜRKÜM VE MÜSLÜMANIM DİYENE VE DİYEBİLENE