Korku Ve Sevgi

Korkuyla sevgi kardeştir. Tıpkı Habil ile Kabil misali…

Farkındayız veya değiliz ama insanımız farklı bir ayrışma kulvarında hızla yürüyor. Mevlana’nın, “Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguyu paylaşanlar anlaşabilir” sözünü çürütmek istiyor gibiyiz. Aynı dili konuşup konuşmamak somut olarak test edilebiliyor lakin aynı duygu meselesine gelince çuvallıyoruz. Zira, duygu soyut bir kavram. Korkuyla sevgiyi cebelleştirirsek biz yarınlara hangi umutla bakacağız? Yazık!

Yeni Bir Döneme Girerken

Malum 24 Haziran seçimleriyle birlikte Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yönetim biçimi değişiyor. Başbakanlık müessesesi Anayasa’dan çıkıyor.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti şimdiye kadar 27 Başbakan çıkardı, son (mevcut) Başbakan Sayın Binali Yıldırım 65’inci hükümetin başbakanı. Bazıları birden fazla hükümet kurdu ama 27 başbakandan tek bir kişi bile Ülkü Ocaklılardan olamadı.

Oysa bizler, daha ortaokul çağlarında Ülkü Ocaklarına giderken bu ülkeyi gelecekte bir gün bu vatan için, bu bayrak için gencecik yaşında kara toprakla kucaklaşmayı, anasını-babasını evlatsız bırakmayı göze alan, taş medresede elektrik akımıyla gardaş(!) olan serdengeçti bozkurtlar yönetecek düşünü gördük hep. Yazık!...

Hak Hukuk Adalet

Doğan Cüceloğlu, “Yere düşen ekmeği çiğnememek için duyduğunuz hassasiyet, yerlerde sürünen bazı değerlerimiz çiğnenirken niçin kendini göstermiyor acaba”, diye sormuştu.

Alev Alatlı ise bir konuşmasında,“Aslolan Hakken helalleşmek olmalıdır. Her yasal hak helal değildir. Örneğin: İflas eden kardeşinizin haraç mezat satılan evini almanız yasal olabilir ama helal değildir” demişti.

Yine bir Cuma hutbesinde imam, Allah’ın bir kelamını vurguladı.“… fitne çıkarmak adam öldürmekten daha kötüdür.” Her üç değerlendirme de halen yaşamakta olduklarımızı ne kadar güzel özetliyor, değil mi? Yazık!

Rahmet Oku Kin Kusma

Sanal medya utanma duygusunu iyiden iyiye rafa kaldırdı. İnsanlar nefret kokan yazılı paylaşımlarda, kin kusan yorumlarda bulunurken insanlığını, vicdanını, dininin emirlerini unutabiliyor. Hâlbuki inancımız der ki, “vicdan Allah’ın sesidir.” Peki, bazılarımız bize şah damarımızdan dahi yakının sesine neden kulak vermiyor da vicdansızlık edebiliyoruz? Bunun İslam inancına da Türk töresine de uygun olmadığını bile bile. Yazık!...

Pişmanlık

Rabbime şükür şu ana kadar muhtarlıktan Cumhurbaşkanlığına kadar, hiçbir seçim veya referandumda verdiğim oydan veya o dönemde yaptığım çalışmadan veya yazdığım yorumlardan, düşüncelerden dolayı pişmanlık duymadım. İnşallah ikincisi olmaz lakin tek istisnası, “Ekmek İçin Ekmeleddin” için yazdığım üç-beş cümle ve verdiğim oydur. Yazık!

Es-selam olsun, ves-selam olsun, has-kelam olsun Allah’ın (c.c.) kelamını her hâlükârda üstte tutanlara…