Ülkelerin geleceği; öğretmenlerin niteliği ve verilen eğitimin kalitesi ile doğru orantılıdır.

Ülkeler, eğitime yaptıkları yatırımın karşılığını yıllar içinde alırlar. Eğitime yapılan yatırımın hesabı olmaz.

Üniversitelerimiz ne kadar başarılı, üniversitelerimizde nasıl bir eğitim veriliyor? Eğitimde kalite ve liyakat esas olmalıdır. Benim adamım, benim siyasi görüşüme uygun mantığı ile rektör, dekan, bölüm başkanı atanırsa; eğitimde nal topladığımızın resmidir.

Basit bir örnek verecek olursam; hukuk fakültelerimizin 19 tanesinin rektörü hukukçu değil. Kimi hukuk fakültelerimiz; Veteriner, doktor, iktisatçı, ziraatçı rektörlerce yönetilmekte!. Son yıllarda hukukun ve yargının içler acısı hali, verilen çelişkili kararların nedeni anlaşılıyor değil mi? Anladınız sanırım!

Dünyada çeşitli kuruluşlar, ülkelerin eğitim karnelerini hazırlarlar. Türkiye üniversitelerinin dünya üniversiteleri içindeki yeri nedir sorusuna; anlamlı bir cevap vermek pek de olası değil.

Geçtiğimiz yıl, “ Dünyanın en iyi 300 üniversitesi” sıralaması yapıldı.

Ben dahil hepiniz merak ediyorsunuz Türkiye’den kaç üniversite sıralamaya girdi diye değil mi?

Ben dünyanın en iyi 300 üniversitesine dünyadan hangi devletlerden kaç tane girdiğini yazayım da siz düşünün.

ABD’den tam tamına 58 üniversite. Kalkınma ve çağı yakalama öyle kolay olmuyor. ABD’de üniversiteler yönetim olarak da ilim ve ders programı olarak da oldukça bağımsızlar.

İngiltere’den 35 üniversite. İngiltere de öğretim çağdaş da ondan.

Avusturalya’dan 18,

Almanya’dan 18 er üniversite. Neden kalkınmış olduklarını ve neden yabancı işçi çalıştırdıklarının gerekçesi ortada değil mi?

Çin:12, Kanada: 12, Hollanda: 12 şer üniversite ile sıralamadalar. Çin’in dünyaya ekonomi ve teknoloji olarak katkısını bir düşünün.

Japonya 11, Fransa 10 üniversitesi ile sıralamada yerlerini almaktalar.

Sırayı İsviçre: 7,İspanya: 7, Hindistan:6,Malezya: 5 üniversite ile almaktalar. Hindistan ve Malezya’nın neden son yıllarda teknoloji ihraç ettiğini sanırım kavramış oluyoruz değil mi?

Şimdi gelelim zurnanın zırt dediği yere: Listede İsrail: 3, S. Arabistan:3 üniversiteyle temsil ediliyor. Birisi savaş ekonomisi yaşarken diğeri de rejim ve hurafe ideolojisi ihracı peşinde.

Batı’nın sömürge ekonomisinden kurtulmaya çalışan G. Afrika Cumhuriyeti 1 üniversite ile listeye girerken:

Biz mi?

Ne yazık ki bizi listede göremedim.

Bir sayın(!) vekil: “Eğitim düzeyi arttıkça ve hür düşünceli nesiller yetiştikçe bizim oy oranımız azalıyor.” Demişti. Bir rektörümüz de, “Ben cahil halkın ferasetine güveniyorum” diyerek cehalete övgüler düzmüştü. Belki de istenen budur

Gerekçesi, Organik hoşaf mı yoksa deve sidiği mi ya da şeriat isteme hayalleri ile her yeri İmam-Hatip yapma gayretkeşliği mi anlayamadım. Belki de yandaş rektörlerin, üniversitelerimizi tek tip, biat eden nesiller yetiştirme gayreti mi onu da çözemedim.

Umarım siz anlamış ve çözmüşsünüzdür.

Kaliteli, çağdaş, özgür, hür düşünceli, bilim ve insan eksenli, milli eğitim şart.