Cumhuriyet yazarı Barış Terkoğlu’nun konuyla ilgili yazısından ilgili bölüm şöyle:

“Meğer son dönemde, Türkiye’de bazı telefonlar, ABD’deki savcı tarafından aranıyormuş. Savcı kimlerle mi görüşüyor? SBK’nin mallarına ortak olanlarla, mallarına ipotek koyanlarla, ‘alacakları’ nedeniyle mallarına haciz getirenlerle... Yani SBK ile ticari ilişki kuranlarla... Aradıklarına ‘şu an için haklarında bir soruşturma olmadığını’ da söylüyor.

Neden mi arıyor? Malum, ABD hazinesi, SBK’den alacaklı olduğunu söylüyor. Haliyle SBK’nin varlığında kendisinin de pay sahibi olduğunu iddia ediyor. İşte bu durumda, SBK hapisteyken, mallarının satılarak servetinin kaçırılmasını engellemeye çalışıyor. Kendisinin onayı olmadan hiçbir adım atılmamasını isteyen savcılık, aksi bir satış durumunda, bunu yapacak olanlara da ‘ABD adaletinden mal kaçırma suçlaması’ sopasını gösteriyor.

Bu kadar mı diyeceksiniz... Hayır, bu aşamadan sonra malların satışıyla ilgili pazarlık başlıyor. ABD savcılığı, olası satışlardan ABD hazinesine pay alacağı bir protokol yapıyor.

‘Örnek var mı’ derseniz verebilirim. SBK’nin meşhur uçağını hatırladınız mı? Hani şu İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun da Mehmet Ağar’ın da bindiği uçaktan bahsediyorum. SBK’nin ABD’de tutuklanmasının ardından borçları nedeniyle satışa çıkarılmıştı. İşte o uçağa ABD’li bir işadamı talip oldu. Tam bu sırada devreye giren ABD’deki savcılık, uçağın satışından pay bekleyenleri arayarak masaya oturdu. ABD’deki savcılık kaynaklarının verdiği bilgiye göre anlaşmaya da varıldı. Uçağın önümüzdeki günlerde satışıyla, gelirin bir kısmı ABD hazinesine kaydolacak. Söz konusu satışın ardından, belgesi de muhtemelen dava dosyasına girecek.”

Editör: Gökçe Sevim