Gazeteci-yazar Hasan Cemal, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli hakkında köşesinden suç duyurusunda bulundu ve ekledi; “Devlet Bahçeli yargılanmalıdır…”

Peki, Hasan Cemal, Bahçeli’nin neden yargılanmasını istedi? Hasan Cemal'in "Devlet Bahçeli hakkında suç duyurusunda bulunuyorum" başlıklı yazısındaki işte o satırlar;

''Bahçeli hukukun üstünde değildir, yargılanmalıdır!
Kiralık kalem...
Aydın müsveddesi...
Sözde gazeteci...
Kimliksiz akademisyen...
Çürük şahıs...
Bölücü...
Pişkin...
Pervasız...
Pislik...

Kim bunlar?
Aralarında benim de bulunduğum 805 yurttaş.
Peki, bu ağzı bozuk ötesi olan kim?
Devlet Bahçeli.
MHP lideri, Erdoğan'ın iktidar ortağı.
Peki ya bu kadar küfür hakaret neden?
Demokrasi, hukuk, özgürlük, insan hakları istediğimiz için.
Aralarında benim de bulunduğum 805 yurttaş, 10 Aralık İnsan Hakları Günü dolayısıyla bir bildiri yayınladık.
Açıklamamızda özgürlük dedik.
Hukukun üstünlüğü dedik.
İnsan hakları dedik.
İnsanca yaşam dedik.
Yargı bağımsızlığı dedik.
Siyasetçiler için af dedik.
Kadın hakları dedik.
Demokrasi ittifakı dedik.
Devlet Bahçeli ne dedi?
Zillet bildirisi dedi.
İhanet bildirisi dedi.
Ve biz 805 imzacı'ya yukarıdaki gibi sövdü saydı.
Lafı uzatmak istemiyorum.
Suç işledi Devlet Bahçeli.
Hakaret suçu işledi.
Sövme suçu işledi.
Nefret suçu işledi.
Bu ülkenin 805 yurttaşını hedef gösterdi.
Düşmanlaştırdı.
Şeytanlaştırdı.

Eyy bu memleketin savcıları;
Devlet Bahçeli hakkında suç duyurusunda bulunuyorum.
Bahçeli'nin yargılanmasını istiyorum.
Devlet Bahçeli hukukun üstünde değildir diyorum.

Şunu kafanıza sokun.
Ne yaparsanız yapın, bizleri korkutamazsınız.
Bizler bağımsız düşünürüz.
Özgür düşünürüz.
Tek başımıza kalsak da doğru bildiğimizi söyleriz.
Milliyetçi çığırtkanlarla bizim işimiz yoktur.
Biat kurumları bize göre değildir.
Bizim dünyamız, sözcüklerin özgürce uçuştuğu bir dünyadır.
Ne yapsanız, sözcüklerin özgürce uçuşmalarını engelleyemezsiniz.
Hapishaneler dolup taşsa da, mahkeme kapılarında izdiham yaşansa da, sözcükler özgürdür. Ne yapsanız sözcükleri hapsedemezsiniz.
Eleştiri hakkını elimizden alamazsınız.
Farklı düşünme hakkımızı yok edemezsiniz.
İfade özgürlüğü bizim alın yazımızdır.
Entelektüel isimli kitabında Edward Said şöyle der:
Entelektüelin tek dayanağı, tavizsiz düşünce ve ifade özgürlüğüdür.
Bu özgürlüğün savunma hattını gevşetmek veya dayandığı temellerden herhangi birinin kurcalanmasına göz yummak, entelektüelin işine ihanet etmesi demektir.

Şunu iyi bilin:
Bizim ihanetle işimiz yok.
Hiç olmadı.
Biz o sizin bildiğiniz iktidar yalakalarından, iktidar tetikçilerinden, avantacı takımından değiliz.

Her devrin insanı iktidar soytarılarıyla bizim işimiz yok.
Sizlerin ne yapmak, nereye varmak istediğinizi çok iyi görüyoruz.
Tarih bizim önümüzü çok iyi aydınlatıyor çünkü...
Farklı seslerin tümüyle susturulduğu, eleştirinin tamamen boğulduğu, özgürlüğün tümden sıfırlandığı bir rejimin hayalini kuruyorsunuz.
Bu memlekete büyük acılar çektirebilirsiniz belki ama bu bakımdan başarı şansınız yok, hayaliniz gerçek olmayacak!”

Editör: TE Bilişim