Dünya Türklüğünün önemli liderlerinden Ebulfeyz Elçibey, son yıllarını yaşadığı Nahcivan'ın Keleki köyünde vefatından dört yıl önce 1996 yılında dostları ile piknikte "Yemen Türküsünü” söylüyor. 
Türküyü söylerken duygulanarak ağlaması “Men Atatürk'ün esgeriyem” diyerek ne kadar da içimizden biri olduğunun göstergesi oldu.

Elçibey’in rol modeli Mustafa Kemal'di. “Men Atatürk'ün esgeriyem” diyordu. 

Tutuklandı. 

1.5 yıl hapis cezası verdiler. 

KGB zindanlarında, taş ocaklarındaki ağır şartlarda hayatta kaldı. 

“Çok işkence gördüm, çok çektirdiler, hiçbirine yanmam da, Atatürk rozeti vardı yakamda, onu aldılar elimden, ona yanarım” demesi tarihe not olarak düştü.

Elçibey Sovyetler dağılınca, Azerbaycan cumhurbaşkanı oldu.

İlk resmi seyahatini Türkiye'ye yaptı, Anıtkabir'e gitti, şeref defterine “ey böyük Türk'ün böyük komutanı, seni ziyaret etmekle özüm ve bütün milletim adına şeref duydum” diye yazdı ve aynen şöyle imzaladı, “senin esgerin, Ebulfez Elçibey.” 

Anıtkabir'den sonra TBMM'ye gitti, kürsüye çıktı, milletvekillerimize hitaben aynen şunları söyledi: “Biz bu mücadeleye başlarken, bana sordular, ne yapacaksınız, onlara dedim ki, yolumuz Mustafa Kemal'in yoludur, demokrasi devleti kuracağız!”