Ülkede yapılan yatırımların tamamını, kimi inanmış ve dürüst yurttaşlar; devletin yaptığını sanarak bununla övünmekteler. Hükümeti de bu alandan savunmaktalar.

Elbette ülkeye yapılan hizmetten övünç duyanlardanım. Klasik tabirle, “Bu ülkenin hayrına bir çivi çakandan Allah razı olsun” diyenlerden ve anlayıştan yanayım. Ülkeye yapılan yatırımlardan kim övünç duymaz, hangi akıllı gururlanmaz?

Ama acaba kazın ayağı öyle mi?

Bir öğrencim sosyal medyada bana, “Eeee hocam! Yapılanları da mı görmeyelim?” diye bir soru yöneltmiş. Elbette göreceğiz. Görmeyen göz nankördür, haindir. Ben de hain ve nankör olmadığıma göre görmem gerekir değil mi?

Yapılan birkaç devasa tesisi hatırlatmak ve yorumu da sizlere bırakmak istiyorum:

Yapılan tesis. Yap-işlet                Vaat edilen araç sayısı :           Gerçekleşen g. geçiş araç sayısı:

Avrasya Tüneli………………………..: 68.000 Araç                                             34.000 araç

Yavuz S. Selim Köprüsü……………:  135.000 Araç                                          38.000 araç

Osmangazi Köprüsü  ………………..:  40.000 Araç                                            40.000 Araç

Avrasya Tünelinin işletme süresi:24 yıl 5 ay, Yavuz Sultan Selim Köprüsü:10 yıl 3 ay, Osmangazi Köprüsü: 22 yıl. Bu tesisler yapımcı firma ve konsorsiyum tarafından belirtilen süreler içinde kendilerince bakımı yapılacak ve işletilecek. Buraya kadar her şey güzel değil mi?

Avrasya Tünel maliyeti: 1 milyar 200 milyon dolar, Yavuz Selim Köprüsü: 3 milyar dolar, Osmangazi köprüsü: 2 milyar 355 milyon dolar Bu üç tesisin toplam maliyeti: 6 milyar 555 milyon dolar.

Buda çok güzel değil mi? Acaba gerçekten de öyle mi?

Vaat edilen araç geçiş sayısı ile geçen araç sayıları çok farklı. Akıllı iş adamı kazanmayacağı işe yatırım yapar mı? Elbette yapmaz. Bu işletmecilerde yapmadılar. Dediler ki: “Ya bu denilen araçlar geçmezse?” Devlet, geçmeyen araç sayısının bedelini biz öderiz. Ama ya denilen araç sayısından fazla geçiş olursa üstünü biz alırız diye bir şart yok.

Şimdi sıkı durun. Bu üç tesis için devletin yani T.C. Hazinesinin ödeyeceği yıllık zarar: 2 milyar 410 milyon dolar. Tesislerin işletme sürelerince aynı araç sayısı geçerse hazinenin ödeyeceği tahmini zarar: 45 milyar dolar civarında.

Bunun adı nasıl olur da: Yap-İşlet devret olur. Bunun adı olsa olsa yap-işlet sömür olmaz mı? Bu sömürüye neden evet denildi? Ama meydanlarda köprü yaptık, tünel yaptık diye anlatıp; oy alacağız ya!

Bu nasıl bir anlayış? Bu anlayışla nasıl gurur duyacağız, nasıl övüneceğiz?

Şimdi buna birde övünçle yaptırılan ve astronomik hasta sayısı verilen; ŞEHİR HASTAHANELERİNİN zararlarını da eklerseniz; kârı kediye yüklediğimizin resmi çıkıyor ortaya.

Umarım yerli araba için de beş babayiğide yıllık şu kadar araç satış sözü verilmemiştir. Sütten ağzımız yandı, yoğurdu üfleyerek yemek zorundayız.

Evet sevgili öğrencim! Yapılanları elbette göreceğiz. Ama işin arka yüzünü de göreceğiz.

Senin zar zor verdiğin vergilerle oluşan hazine, kimlere para aktarıyor, bunu da görmeliyiz değil mi?

Esen kalınız.