Hafta içi Ankara’ya gittik!

Pandemiden dolayı uzun zamandır özel otomobil ile seyahat etmediğimden olacak sürekli bir EDS ve radar korkusu ile araç sürmek zorunda kaldım.

Hasbelkader Avrupa’da araç kullanmışlığım da var.

Şu bir gerçek ki ülkemizde trafik levhaları akıl karıştırıcı. Özellikle TEDES, EDS ve sabit radar olan alanlardaki levha ve uyarılar yola konsatre olmaya engel.

O kadar dikkat etseniz de “acaba ceza yedim mi?” diye sürekli düşünüyor insan.

O kadar ki iş akıllı ulaşımdan, tuzaklı ulaşıma dönmüş.

Gel de ceza yedikten sonra “Delice”, “Balışeyh” ve “Merzifon” ilçelerini hayırlı olarak an!

Neredeyse nefret edecek hale geliyor insan.

Şimdi gelelim Samsun’a!

Samsun’da bir süredir akıllı ulaşım çalışmaları sürüyor.

Umarım şehir olarak cidden bir akıllı ulaşım uygulaması yaparız da insanları Samsun’dan nefret eder hale getirmeyiz.

Akıllı ulaşım sadece ceza kesmek, park ihlallerini tespit etmek, kırmızı ışık ihlallerini tespit etmek, hız koridoru oluşturmak için yapılmaz.

Sadece bunlardan ibaret bir sözde “akıllı ulaşım” uygulaması olsa olsa sürücülere ceza ve tuzak kurma odaklı para kazanma projesine dönüşür ki bu da Samsun’a yakışmaz.

Ceza bir gelir kaynağı olmamalı.

Dünyada “akıllı şehir uygulamaları” (smart city) başlığı altında “akıllı ulaşım” vardır ama ceza/tuzak odaklı değildir. Ceza bir düzenleyicidir.

Akıllı ulaşım denildiğinde akıllı otobüs duraklı, elektronik trafik yönlendirme panoları, otopark yönetim sistemleri, mobil uygulamalı bütünleşik sistemler olmalıdır. Bunların aması ise cezadan bağımsız şehrin trafiğini rahatlatma amaçlı bütünleşik sistemlerdir.

Nasıl bir uygulama olacağını göreceğiz ama sadece ceza odaklı veya ceza/tuzak ağırlıklı bir uygulama Samsunluların nefretini kazanma, Samsun’dan geçenleri ise kötü anılarla hatırlatma dışında bir işe yaramaz.

Samsun’a da yakışmaz.

Bu tarz bir uygulama da “akıllı ulaşım” olmadı gibi olsa olsa “yarım akıllı ulaşım” olur!

Kalın sağlıcakla.