Geçmişe dönüp baktığımda vazgeçemediğim o kadar çok anım vardır ki dudaklarımdan “Keşke yapmasaydım!” cümlesinin hiç çıkmadığı. İyi ki on yedi yaşımda, kanımın hızlı aktığı zamanlarda gitmişim Ülkü Ocaklarına, tanımışım ülküdaşlarımı. Eğer bu olmasaydı bugün ahde vefa duygusu kalbimde perçinlenmezdi.

Genç bir delikanlıyken hızlı yaşadığım hayatta Ülkü Ocaklarına çıkmasaydım. Belki de hayatımın akışı değişecek, hayatın içinde kavrula kavrula pişemeyecektim ve hayatta sağlam bir duruşum olmayacaktı. “Keşke Ülkü Ocaklarına çıkmasaydım, param da yerim de olurdu.” der gibiyim lakin paylaşmayı ve kanaatkâr olmayı öğrenemezdim.

Değerli okurlar, hayat anlamlandıramadığımız birçok anıları gizler. Hayattan ne anladığımızı da bir zaman sonra tefekkürle anlarız. Ülkücü hareket, keşke yapmasaydım diyenlerin yeri değildir. “Dinlemeseydim, gitmeseydim de bugün bu hâl olmasaydı!” diyenlerle yarınlara yürünmez.

Hüseyin Nihal Atsız, Başbakan’a o meşhur mektupları yazmasaydı da zamanın genç Türk milliyetçileri işkencelere maruz kalmasalardı ya da beş binden fazla Ülküdaşlarımız haksızlığa karşı durmasalar, demek yanlış olur. Ülkücüler yapılması gerekeni, yapılması gereken zamanda yapanlardır. Bir Ülkü yolunda mücadele etmek için hayatımızın önemli kısmını feda edebiliriz. Ülküler, Ülkücülerin derin sevgilerinden doğarlar. Mücadeleler başlar, kazanımlar elde edilir ve Bozkurt gibi özgür olunur.

Değerli okurlarım, “Bu yazar da saçma sapan yazıyor!” diyenleri duyar gibiyim. Oysaki Ülkücü hareket davası ile bütünleşebilse fitne, fesat, dedikodu olabilir mi? Olmaz elbette. Nedir bu insanların kalbini kemiren; hırs mı, makam mı, benlik mi?

Devletimize şekil vermek ve Ülkücülerin yarınlara giden yolda daha donanımlı olması adına siyasi temsilcimiz MHP mücadelesini hızlıca sürdürmekteyken her Ülkücü teşkilatçı ve bütünleyici olmalıdır.

“Fitne, fesat ve dedikodu” kararlılık duygusuna yenilmelidir. Zaman içerisinde kavrulabilenler ve pişenler eleştiri duygusuna hâkim olarak bütünleştirirler. Bütün mesele bir gün sıra bize geldiğinde gereğini yapmaktır.

Değerli okurlarım Türk gençliğinin yarınlarının teminatı olan Ülkücü hareketi destekleyelim, bu hareketi yaşayalım ve yaşatalım. Partimize de sımsıkı sahip çıkalım.