Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, dış güçlere ilişkin açıklamalar yaptığı sırada kullandığı, "Hans, George ve Helga" örneklerini Sözcü yazarı Yılmaz Özdil, bugünkü "salgın hanstalık" başlıklı yazısına taşıdı. Özdil, "Asrın liderimiz, Türkiye'de ekonomik kriz filan olmadığını anlatırken, kendilerinden bahsetmişti… Hans'a rağmen çalıştık, George'a rağmen çalıştık, hamdolsun neredeeen nereye geldik” demişti" dedi. Özdil'in yazısının ilgili kısmı şu şekilde: Asrın liderimiz, Türkiye'de ekonomik kriz filan olmadığını anlatırken, kendilerinden bahsetmişti… “Hans'a rağmen çalıştık, George'a rağmen çalıştık, hamdolsun neredeeen nereye geldik” demişti. Sinsi sinsi kalkınmamızı engellemeye çalışan esrarengiz Hans ve George'la ilk kez böyle tanışmıştık. Bilahare, bu dış güçlere Helga'yı ilave etmişti. Hızlı trenin faziletlerini anlatırken sormuştu… “Hans biniyor, George biniyor, Helga bunları yaşıyor, benim milletim, benim Ahmetim Mehmetim Ayşem niye yaşamasın?” Şehir hastanelerine ağız burun kıvıran nankörlere de adeta ders vermişti… “Bakın bunlar Hans'ta bile yok, George'ta bile yok, Helga'da bile yok, ama artık benim Ahmetim'de Mehmetim'de Haticem'de var, Fatmam'da var, hamdolsun, Hans'la Helga böyle hastanelere gidemiyor, George'un özel doktoru varsa, benim Ahmetim'in de Mehmetim'in de özel doktoru olacak.” Ve dün… Tbmm'de muhalefet milletvekilleri sordu, sağlık bakanımız cevapladı. Türkiye'nin koronavirüsle mücadelede Avrupa'daki en başarılı ülke olduğunu ifade ederek, sürpriz birini tanık olarak gösterdi… “Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Direktörü Hans Kluge, başarımızı övüyor, Hans söylüyor, Hans anlıyor, artık biz de anlayalım” dedi. Böylece… Asrın liderimizin yıllardır bahsettiği şerefsiz Hans'ın kim olduğunu nihayet öğrenmiş bulunuyoruz. Haysiyetsiz George'la şıllık Helga'nın da kim olduklarını öğrenirsek, kesin şahlanacağız hayırlısıyla.