Hepimiz daha doğrusu vicdanı olan herkes zaman zaman vicdani muhasebe yapar, yapmalıdır da…

MHP de değişimden yana taraf olan biriyim, ancak istediğimiz gerçekte nedir?

Biz MHP nin Başarısını mı, iktidarını mı istiyoruz?

Yoksa Sn. Bahçeli ile ya da genel merkez de bazı yetkililerle hesaplaşmak, intikam mı almak istiyoruz?  Yapısal sorunlarımızı mı yoksa kişisel beklentilerimizi mi sorguluyoruz?

Ben şahsen içinde nefsim, kişisel hesaplarım yok diyemesem de Allah şahittir ki ağırlıkla kaygılarım, kavgalarım ülkülerimle ilgilidir. Ben dahil bir çoğumuz günahsız değiliz. Eleştirilerimizi yaparken bazen insafsız, ölçüsüz olabilmekteyiz! Tamam Sn. Genel başkan ve genel merkez işin çok kolaycılığına kaçıp bel altı, iftira nitelikli suçlamalar yaparak, birbirimize ölçüsüz davranışımızın iklimini oluşturmakta baş sorumludur.

Ancak biz de kantarın topuzunu kaçırarak bazen edepsizleşebiliyor, ölçüsüzleşebiliyoruz! Bir bakalım kim kimi neyle, nelerle suçluyor? İş öylesine hal alıyor ki at izi, it izine karışıyor! Masumlarla, suçlular, sorumlular bu işi kendi şahsi çıkarlarına sermaye yapanlarla gerçek dava adamlarımız kim anlayamıyoruz!

Değerli bütün kıymet ve değerlerimizi öyle ucuzlaştırmışız ki kim ne diyor? Ne zaman diyora bakınca kafalarımız karışıyor, güven itimat duygumuzu birbirimize kaybediyoruz!

En ucuz en aşağılık ifadelerle bir birimizi itham ederken yarın yüz yüze geleceğimizi düşünmüyor ya da bir araya geldiğimizde suçlayan da, suçlanan da bir şey olmamış gibi davranabiliyoruz! Bunların hiç biri sağlık güzellik işareti değildir! Her şeye rağmen taraftarlık ahlak ile ahlaksızlığı kardeş yapıyor!

Siyaset, dava doğal olarak insanlar için, insanların mutluluğu içindir. İnsanların makul beklentilerine cevap vermeyen hiçbir olgu gerçekçi olamaz!İnsanlarımızın ülkesini severken aç kalmasını ön koşul öngöremeyiz!Başarısızlığımızı kutsamak hilekarlıktır! Ülke işgal edilirse yada benzer tehlikeler olursa hesap kitap kimse yapamaz, yapmamalıdır! Siz İstanbul'da emek veren bir ülkücüye sen aday olamazsın Ankara'da senden daha değerli biri var onu aday yapacağız derseniz ve bunu devamlı yaparsanız siz hak gaspı yapmış olursunuz? Veren de alan da emek hırsızıdır demek insanların hakkıdır!

Yüzlerce örnek var. Kendinizi tanrı yerine koyarak evde ki çocuklara adaletli yaklaşmayın evlatlar babalığınızı sorgular, eşiniz sizden ayrılabilir! Bu ayrılık ne evlatları kalleş ne de o eşi ahlaksız yapmaz!

Dedik ya güzel olan şeyleri sizin çirkin şeylerinize kılıf yapsanız da o işin ömrü paket açılana kadardır! Demek ki insanlarımızı salak yerine koymayacağız. Adaletli paylaşım düzenine geçeceksiniz ki etrafınız azalmak yerine, çoğalabilsin. Ömründe bu dava için terlememiş, işkence görmemiş, kurşun yememiş, kurşun atmamış yada ömrünü zindanlar da geçirmemiş, eğitim ve istikbalini kurban etmemiş birkaç soytarının sadece kirli emellerine hizmet etmesi ya da tesadüfi bir şekilde ocağa uğramış, sanal alem de evcilik oynar gibi davacılık oynamışlarla aynı kefeye aynı değere koyarsanız yanlış başlamış demektir!

Sn. Bahçeli bizi tasfiye etmenin yolunu ülkücülük koymuşsa biz eyvallah edemeyiz! Yanına önce bizim paramız olan parti maaşı ile aldığı yeni yetme dedikoducu muhbirleri Bahçelici yapmak uğruna sınırsız imtiyaz verip sonra da siyasi sermayemizi babasının mirası gibi dağıtırsa ona birileri doğal olarak kızacak karşı çıkacaktır! O emeksizler bu hareketi bu hale getirdiler, mahlas isimlerle, genel merkezden maaş alarak sosyal paylaşım sayfalarında ona buna hakaret eden, kız, kadın sıfatları ile ona buna sarkıp konuşmaları kaydettirip şantaj olarak kullanan bu yapı da bir paralelizmdir! Ülkücüleri birkaç parçaya bölüp yönetme devri bitmiştir! Siz değişimi engelleyebilseniz de artık kullanabileceğiniz, kandırabileceğiniz yığınlar sizlerle birlikte olmayacaklardır!

Mesele Bahçeli'yi yıkmak meselesi değildir. Mesele davayı MHP'yi ayağa kaldırma meselesidir. Bunu böyle görenler değişimden yana olacaklardır…"