Uzun yıllar FETÖ- Ak Parti ikili ortaklığının kalemşörlüğünü yapan, son zamanlarda sahibinin sesinin taraf değiştirme sinyallerine kendisi de ayak uyduran son 20 yılın türeme yazar ve yorumcusu Nagehan. Alçı, dünkü gazete köşe yazısında (bunlara yazı yazdıranları da bir gözden geçirmek gerekiyor) aynen şöyle yazdı;

“Zafer Partisi ve genel başkanı Ümit Özdağ’ın çizgisini tehlike olarak görüyorum”

Ben kişi olarak kendimi Prof. Ümit Özdağ’ın çizgisinin fikri ve davranışsal olarak tam ortasında kabul ederim.

Demek oluyor ki, bizler ve bizim çizgimizde olan kitle yani Türk milleti Nagehan Alçı’nın nezdinde tehlikeli imişiz.

Çok önemli mi, değil tabii. Ama bu kişileri her gün Türk milletinin karşısına sanki bir bilen diye çıkaranlara aslında sözümüz.

Nagehan hanım, Bizler yani Ümit hocanın çizgisinde olanların ayak izlerini arıyorsa, Orhun yazıtlarında, Bilge kağanın Balbal taşlarında, Kürşad ve 40 çerisinin Türk milletinin bağımsızlığı için savaştığı “Vey” ırmağının kenarındaki at ayak izlerinde, Malazgirt ovasında, dağlardan yürütülen gemilerin yolunda, Viyana önlerinde, Sakarya’da, Dumlupınar’da, en son Nagehan hanımın fikir ve davranış arkadaşlarının 9 Eylül’de denize döküldüğü İzmir sahilinde bulabilir.

Peki Nagehan Alçı ve fikirdaşlarının ayak izlerini nerelerde arayabiliriz.

Kara Kağan, Göktürklerin hükümdarıydı, Çinli bir eş, Çinli komutanlar, Çinli dostlar edindi. Yol arkadaşlarını ve çekirdek ekibini zengin Çinlilerden seçti.

Kürşad amcası Kara Kağanla zıttı, yıkılan Göktürk İmparatorluğunu yeniden kurmak için Çin ordusuna bir subay olarak sızdı. Kısa zamanda terfiler aldı. Aldığı görevler ve istihkaklarla ömrünün sonuna kadar rahat yaşayacakken 40 yiğit Türk evladını kendisine yoldaş seçti. Çin sarayını bastı, yapmak istediği ihtilal başarısız oldu. Sonucunda Türklüğün bağımsızlığı için şehit oldu.

Tarih Kara Kağanı hain, gafil, vasıfsız bir hükümdar olarak yazarken, Kürşad’ı kahraman olarak kayıtlara geçirdi.

Kürşad’ı kahraman yapan askeri veya siyasi başarısı değil, seçtiği taraf ve seçtiği yol arkadaşlarıydı.

Hayatınızda seçtiğiniz çizgi ve seçiminize göre yaptığınız davranışlar sizden sonraki nesillerin sizi nasıl anacağının göstergesi olur.

Yazarken, konuşurken, toplum için ne gibi fayda ürettiğinize de bakmalısınız.

Nagehan hanım ve son 20 yılın türedi yazanları; ABD’nin Irak‘a girmesini ve 2,5 milyon insanın katledilmesini desteklediler. Kıbrıs’ta, Kıbrıs Türklüğünün yok edilmesi anlamındaki “Annan Planı”nı desteklediler, FETÖ’nün ve o zamanki ortağı Ak Partinin tam ve kesin destekçisi oldular. Türk ordusuna kumpas Ergenekon ve Balyoz davalarının tam destekçisi oldular. FETÖ’nün yargıyı işgalini desteklediler. Suriye politikasında Ahmet “Devit”oğlu’nu desteklediler, bir emperyalist yıkım projesi olan düzensiz göçü desteklediler.

Dikkat edilirse Nagehan Hanım ve onun gibilerin yoğun destek verdiği tüm süreçler, emperyalizmin Türk milletini yıkmak istediği süreçlerdir.

Tabii herkes işini iyi yapmaya çalışıyor. Emperyalistlerde öyle.

Milletimizin karşısına bebek yüzlü katiller çıkartıyorlar. Biraz dikkatli baktığımızda bunlardan epeyce görebiliyoruz. Büyük kentlerimizde il başkanlığı yapan biriyle PKK’ya, diğeriyle FETÖ’ye selam çakılan il başkanlarından söz ediliyor.

Milletimiz uyanık olmalı. Kara Kağan yerine Kürşad’ı, Çandarlı Halil yerine Sultan Fatih’i, Mithat Paşa yerine Namık Kemali, Ali Kemal yerine Ziya Gökalp’i, Vahdettin yerine Mustafa Kemal’i tercih ederken.

Bebek yüzlü katillerin tarihte de Türk milletine yön vermeye çalıştıklarını, ama Türk milletinin yönünün sonunda sömürücülerin kuklalarının değil gerçekten Türk milletinin evlatlarının yönü olduğunu hatırından çıkarmasın.

Emperyalizmin yerli işbirlikçiler tabiki Ümit Özdağ’a saldıracak.

Çünkü Ümit Hoca bugünün Kuvva-i Milliye’sinin baş mütefekkiri, başkanıdır.

Çünkü Türk milletinin yanındadır.

Nagehan gibilerin Türk kelimesinin geçtiği yerde veya zamanda saç diplerine kadar terledikleri çok net belli oluyor.

Doğru bizim çizgimiz tehlikelidir.

Emperyalizmin ve yerli işbirlikçilerinin bu tehlikenin farkında olmamalarını beklemiyorduk.

Yola çıkarken Nagehan Hanım ve onun gibilerin saldırılarının olacağına göre hesaplarımızı yaptık.

Neleri varsa, alsınlar, gelsinler…