Yaklaşık görünür hale gelmesi 20 ay,muhalif olarak mücadeleye başlamamız yıllar oldu!

İlk amacımız MHP için var olan haksızlık,olumsuzluk,adaletsizlik gibi bir çok kötülüğe karşı çıkmak olarak başlayan mücadelemiz zaman içinde il,ilçe sonrasında bölge vekilleri ve nihayetin de genel başkana karşı çıkış şekline dönüştü!

Bu dönüşüme en büyük katkıyı tabi ki olumsuzluğun sebebi olanlar ve bu feryada kulak vermeyen üst yönetim ve genel başkan katkısı çok büyüktür!

Eleştiriye kulak vermeyen erk, yanlışlarından güç almaya devam edebilirse varacağı mutlak sonuç tek adamlık ve diktatörlüktür!

Diktatörlüklerin insanı getirdiği nokta ise isyan,hak arama,umut, umut kayboldukça vazgeçişler olur!

MHP de olan bitenin özeti budur!

İnsanları seçeneksiz bırakmak tek adamlığın ve diktatörlüğün kilometre taşlarını dizeceği tecrübe ile sabittir!

MHP den ve yönetiminden bizler neler talep etmiştik? Adalet,Hukuk,Demokrasi...

Bu başlık altında liyakat esaslı istişareye açık ortak akıl çerçevesinde bir yönetim değimliydi?

Biz bunları isterken memleketimizin ahalisi, yani milletimiz,oy veren seçmen ne talep ediyordu?

Onların öncelikleri veya vazgeçilmezleri nelerdi?

Geldiğimiz nokta da güzel duygularla idealistçe başlayan yürüyüş şahsımda dahil olmak üzere ne olursa olsun "erk bizim olsun,vekil biz olalım" bizim parti iktidar olsuna evirildiğimizi üzülerek ifade etmeliyim!

Kutlu kavgaların yerini küçük makam kavgalarına bırakması da bundan olsa gerek!

Yeni partimiz henüz yolun başındadır birbirimize inanmak ve güvenmek zorundayız ve saçmada olsa karşılıksız büyük sevgi aslında bir tartışılmaz biat tarifi olduğunu da görmek zorundayız!

Siyasetin içindeki zorluk ve çelişkiler olarak tariflediğim bu çıkılmaz halin en büyük sahibi "bana bir şey olmasın, kime ne olursa olsun" korkusunu veren erk sahipleridir!

"Bizim tek adamımız veya diktatörümüz iyidir veya iyi olacaktır" anlayışının son bulacağı nokta eleştirdiğiniz,kınadığınız yapıların rezil hali olmaktan kaçamaz!

Temel kabuller arasına giremeyecek mazeretlerin ardında işlenecek suç ve günahları ne Allah ne cari kanunlar kabul edemez!

Bu gidişatın umutları tükettiği ve lanet olsun her şeyden vazgeçişlere zemin hazırladığını lütfen unutmayalım!

Dünyanın her yerinde siyaseti ve siyasetçiyi tu ka ka eden anlayışın sahibi ve sebebi de bizzat siyasetçiler olduğunu her seferinde idrak etmek hatırlamak çok üzücü dostlar..!