Orhun Kitabesinden…

“Yukarıda gökyüzü, aşağıda yağız yer yaratıldıkta, ikisi arasında insan-oğlu (kişi-oğul) yaratılmış; insan-oğlunun üzerine atalarım Bumin Kağan ve İstemi Kağan tahta oturmuş…”

Madem sistem değişecek; niyet budur.. o halde Kutadgu Bilig referansında Cumhuriyet’e nasıl bir Başkan lazım gele, düşünelim…     

İşte, Türk Cihan Hâkimiyeti mefkûresinin özeti… Dört bir tarafa (tört-bulung) hâkimiyet düsturunda yaklaşan Türkler için mefkûrenin temsili Kağan’da betimlenir, ona atfedilir. Töre ile Kağanlık; idare ve fütuhatta ancak bu minvalde anlaşılır. Felsefenin tözü insanlıktır; önce insanın yaratılışı ve sonra onu sağlam bir irade altında toplamak… Türk Hakan’ına verilen görev tanrısaldır. “Tengri’de Kut Bulmuş”, “Kutluğ” ile sıfatlanması, Hakan’a ilahi bir meczle soyut-somut öznellik katıyor.

 Bilge Kağan“Tanrı irade ettiği için tahta oturdum, dört yandaki milletleri nizama soktum.” 

Kağan için taht, Tanrı iradesi ve buyruğundan öte olamaz. O, TANRIKUT bir görevle nasiplenmiştir; ancak layûsel ve insanüstü değildir. İdare yetkisi TÖRE’yle ve temsil kudretiyle (Budun’a karşı) sınırlanmıştır. Öyle olmasa.. Kağan adına verilen otoriter sorumluluk zaafa uğradığında HANEDAN sülaleleri değiş-e-mezdi.

Hakan’ın bariz özellikleri vardır. Yusuf Has Hacib, eşsiz eseri Kutadgu Bilig’de zikrediyor: Güler yüz, alçak gönüllük, doğruluk, cesaret ve mertlik, himmet sahibi kişilik; Hakan’ın özellikleri arasındadır... Devlet başkanı uyanık olmak durumundadır. Keza Yusuf Has Hacib Kutadgu Bilig’de der ki:  “Ey hükümdar, sen bugün halkın başında bulunuyorsun; halkı gözet, aklın başında ve uyanık ol. Hükümdarların omuzlarına ağır yük yüklenmiştir; ey iyi huylu insan, ihmalkâr olma, tedbirli davran.”   

Türk Devlet Felsefesinde Kağan’ın sorumlulukları önemlidir. Halkına karşı idari ödevlerini yerine getirerek ancak hükmedecektir. Yine Kutadgu Bilig’de Kağan’ın asli görevleri anlatılır: Memlekette gümüş temiz kalmalı, ayarı korunmalıdır. Adil kanunlarla idare ve bir kişi yahut grubun diğerlerine (halka) baskı kurmasını önlemekle birlikte, yolların emin tutulması Kağan’ın işidir. Görevini yerine getiren Kağan, böylelikle halkın hakkını, hukukunu görmüş olacaktır. Kendi hakkını, ancak sorumluluklarını yerine getirince halktan isteyebilir.

Şimdiye bu durumu tevil eder isek… Devlet Başkanı ekonomik düzeni tesis etmeli, kanunlar adil olmalı, vatandaşlar haksızlığa uğramadan ve bir kişinin veya azınlığın gadrine uğramadan hukuk korunmalıdır. Son olarak, yolların emniyetinden kasıt; asayiş ve huzurun mutlak korunması gerekliliğidir. İktisadi düzen, sağlam Töre ve asayişi sağlayan Hükümdar görevinin layıkıyla yerine getirmiş sayılır. Harici durumlar gerçekleştiğinde Hakan’ın sorgulanması kaçınılmazdır. Tanrı’nın verdiği sorumluluğu yerine getiremeyenler görevinin layığı değildir ve o hak geri alınacaktır.

Elbette bu görevler Kağan ile birlikte idareci sınıfı da (Asker-Sivil) sorumluluk altına alır. İdareciler hem Kağan’a, hem halka karşı yükümlüdürler. Bütün görevlerinin hakkını veren, memleketi düzlüğe kavuşturan Devlet Başkanı, artık Cihan’a nizam verecek noktaya gelecektir. Türk Devlet Felsefesi ve Türk Töresi, başta bulunandan yüksek Ülkü, hedef tayini için sorumluluğun devamına işaret ediyor. Kutadgu Bilig’e dönelim: “Memleketi düzenledi, idaresi düzeldi”, “… Halkın ve memleketin her işi yoluna girdi.”, “Memlekette yeni şehir ve kasabalar çoğaldı; Hükümdarın hazinesi altın ve gümüş ile doldu.”, “Hükümdar rahat etti ve huzura kavuştu; şöhreti ve nüfuzu dünyaya yayıldı.”, “Hükümdarın devleti sayesinde dünya düzeldi.”, “Dünya hâkimi ve bütün memleketleri idaresi altına almış olan hakan ne der, dinle.”, “… Dünya düzene girdi…”

Kağan, idareci zümre ve halk dayanağını tek mutlak güç TÖRE’den almaktadır. Türk Devlet Felsefesi, düzeni (Yasa) Törede görür. Kutadgu Bilig: “Beylik çok iyi bir şeydir, fakat daha iyi olan yasadır ve onu doğru uygulamak gerekir.”, “Sen her vakit doğrulukla hüküm ver; beylik kanunla ayakta durur.”

Türk Devlet Nizamında Adalet, yani Töre-Yasa her şeyden üstün tutulur. Keyfilikten uzak, kanunlar adil ve uygulanabilir olacaktır.

Devlet Başkanında bilgi ve feraset çok önemlidir. Kamu bilgi ile idare edilir; doğrular, tarih ve hakikat ancak bilgili bir Hükümdarın gücüyle memleketi aydınlatır. Kutadgu Bilig: “Bilgisize devlet ve mutluluk (kut) gelirse, halkın arasına fesat girer ve bu da memleket için öldürücü bir felaket olur.”

Kağan-Hakan ordusuna önem verir. Güç ve huzurun teminatı güçlü bir ordudan geçer. Hele yüksek Ülküler güçlü ordu sayesinde kolaylaşır, düşmanın tasallutu önlenir. Kutadgu Bilig: “Kılıç kımıldadığı sürece düşman kımıldayamaz.” Bilgi ve ferasetle sorunların üstesinden gelinemiyorsa Kılıç’ın devreye gireceği şüphesizdir. Kutadgu Bilig“Ey bey, kılıç kullananı her zaman sevindir ve böylece kendin de daima sevinç içinde yaşa, zahmet yüzü görme!”

Kutadgu Bilig ışığında bir devlet başkanında gerekli hususiyetleri anlamak işimizi kolaylaştırır. Biliriz ki MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’de Yusuf Has Hacib’e göndermeler yaparak mesajlarını vermeyi sevmektedir. Belki Töre-Yasa bu derece yok sayıldığı için Sn. Bahçeli referandumu önceledi ve sorunun hallini düşündü; haklı olabilir… Elbette 1000 yıl öncesinde değiliz; el-an “milli irade” deyü, dururuz… Lakin Türk Devlet Felsefesi bakidir ve hala akletmemiz, ders çıkarmamız gereken hayati meseleler varit.  Elimizde kutlu kaynaklarımız bulunuyor; Kutadgu Bilig en müstesnaları arasında…

Öyle ise…

Yarın referandum geçerse nasıl bir Devlet Başkanı seçmeli Türk Milleti? Bu soru da önemli ve hazırlık gerektiren bir olguya işaret ediyor… Şayet referandumda HAYIR çıkarsa sorunlar bitecek midir?!.  Kutadgu Bilig’den alıntılar yaparak ufkumuzu zorlamak istedim. Tekrar düşünüyorum; ADALET, BİLGİ, HUKUK, EKONOMİ, ORDU gibi yığınla başlık açtığımızda şimdiki Cumhurbaşkanı hakkında Yusuf Hacib neler düşünürdü acaba?..

TANRI TÜRK’Ü KORUSUN!