Zaman yazarları tam kadro hükümete karşı hücüma geçti. Yolsuzluk ve rüşvet operasyonu üzerinden hükümete yüklenen Zaman gazetesi yazarı İhsan Dağı, "sonuçta milletin önüne üç ay sonra bir sandık konulacak, millet de kararını verecek. İnşallah sandık yarışı ‘adil ve özgür’ olur ve inşallah birileri sandıktan çıkana da ‘komplo’ demez... " diye yazdı.

Dershane tartışmalarının ortasında patlayan yolsuzluk operasyonunu bugünkü köşesinde değerlendiren İhsan Dağı, AK Parti yerine AKP yazmayı tercih etti. 

İktidarın kendisini çürüttüğünü ifade özgürlüğüne tahammül gösteremediğini savunan yazar, Türkiye'yi otoriter bir rejime çevirdiklerini iddia etti. AK Parti'ye ağır eleştiriler yönelttiği yazısında sözü yolsuzluklara getirdi ve gösterilen tepkilere değindi.

TOPLUMDAN KOPUŞ HALİ

(...)Tam tersi oluyor. Yolsuzluklarla mücadele için yola çıktığını söyleyen bir parti, yolsuzlukları soruşturan, belgelerini ortaya çıkarıp yargıya gönderen savcı ve kolluk görevlileriyle mücadele yapan bir partiye dönüşüyor…

Bu, tam bir kopuş. Gerçeklerden, geçmiş başarılardan, kendinden ve de toplumdan kopuş hali. Yolsuzluk iddialarının, belgelerinin ve hepsinden önemlisi hukuk sürecinin üzerine gitmek yerine, Gezi’de uygulanan stratejinin aynısını devreye sokarak yargı sürecini komplolarla savuşturmaya çalışmak hiç de akla yatkın değil."

Radikal yazarı Cengiz Çandar'ın dünkü yazısında iktidarın kendilerine yönelik suçlamalara komplo cevabıyla karşılık verdiğini hatırlatan yazar, yerel seçimlerden AK Parti'nin yenilgiyle çıkacağını ima ederek yazısını tamamladı:

USULSÜZLÜKLERİN SAVUNUCUSU HALİNE GELDİLER

"Sanırım AKP ve Başbakan, siyasi hayatlarının en büyük hatasını yaptılar; yolsuzlukların üzerine gitmek yerine kapatmaya çalışır bir görüntü verdiler. Dahası, aldıkları bu pozisyonla içinde bugün bilmediğimiz bir dolu yolsuzluk, rüşvet ve usulsüzlüğün bulunduğu ‘sistem’e kefil oldular; sadece mevcut iddiaların muhataplarının değil sistem içinde çıkması muhtemel tüm usulsüzlüklerin şimdiden savunucusu konumuna düştüler.

SANDIKTAN ÇIKANA DA 'KOMPLO' DEMEZ

Böyle bir ‘genel kefalet’, bu kadar geniş bir alanda savunma kurmak siyaseten pek rasyonel değil. İddiaların doğru çıkması durumunda geri adım imkânı tanımıyor çünkü bu pozisyon. Geriye tek bir seçenek kalıyor; iddiaların doğrulanmasının yolunu kapatmak... Soruşturma ve yargı sürecini kısa vadede durdurmak mümkün ama uzun vadede imkânsız.

Sonuçta milletin önüne üç ay sonra bir sandık konulacak, millet de kararını verecek. İnşallah sandık yarışı ‘adil ve özgür’ olur ve inşallah birileri sandıktan çıkana da ‘komplo’ demez..."

Editör: TE Bilişim