Kavram, İranlı düşünür Daryuş Şayegan'a ait. Bugün içinde bulunduğumuz ve Eric Hoffer'in -kesin inançlılar- dediği ve kitaplaştırdığı insani durumu anlatıyor.

Kuran bu durumda olanları,"Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir, gözlerinin üzerinde de perde vardır, dehşet verici bir azap onları beklemektedir,"(Bakara 7) diye tanımlamıştır. Kuran'ın bahsettiği insan tipi Allah'ın kelamına -kendi iradeleri ile- vicdanlarını kapatanlardır. Böylelerinin telkin ve tebliğe, Hak ve hakikate kapalılığı anlatılır.

Zihinsel kapanmışlık sadece dini olana kapalılığı ifade etmez. Günümüzde bunun en bilinen şekli siyasi ve ideolojik kapanmışlıktır.

Bu tip bir kapanmışlık, içinde bulunulan gerçekliği idrak etmeye imkan vermez, olgu ile değil, algı ve saplantı ile düşünür, değişime imkan vermez. Dünya değişir, o yerinde sayar. Selefilik de bir nevi zihinsel kapanmışlıktır. Dünyayı içinde bulunduğumuz hal ile değil, yüzlerce yıl öncenin yaşanmışlığı ile algılar.Zihinsel olarak geçmişte, beden olarak bugündedir. Dünyaya dünün merceği ile bakmak onu bugün ile çatışmaya sürükler. Ortaya bugünle kavgalı çatışmacı bir din anlayışı çıkar.

Selefilik bugünle savaşan, bugünü düne çevirmek isteyen bir din yorumudur.Hayatın içinde değil dışında kalmıştır.Dünü idealleştirdiği için bugüne düşmandır. Bu din algısı, farkında olmadan İslam'ı tarihselleştirerek bugünün değil, dünün dini haline getirir.Onun bütün zamanlara şamil, ve bütün zamanlarda sözü olan bir din olmaktan çıkarır.Dinden savrulmaların bir nedeni de budur. Dünün uygulamalarının bugünün değişen dünyasına dayatılması dinle hayat arasında tenakuzlara, din bugünü kavrayamıyor tereddütlerine neden olur. Oysa bugünü kavrayamayan din değil, dündür.

Esas anlatmak istediğim zihinsel kapanmışlığın siyasi boyutudur.

Bugün Türkiye çok ciddi bir buhrandan geçiyor.Yolsuzluk, hırsızlık, rüşvet,yalan, talan almış başını gidiyor.Tamamen soyma amaçlı -garantili ihalelerle- milli varlıklarımız küçük bir gruba peşkeş çekiliyor. Uçak inmeyen, yolcusu olmayan hava alanları açılıyor.Kutu kutu dolarlar yakalanıyor, Bakara-makara denilerek Allah'ın yüce kelamı ile dalga geçiliyor. İnsanlar ay sonunu getiremiyor, borcunu ödeyemediği için intihar edenler oluyor. İslam, devlet işinde liyakati imandan önde tutmasına rağmen ehil olmayanlar devlet kadrolarına dolduruluyor, milletin devleti aile devletine çevriliyor... Bütün bunlar herkesin gözü önünde görerek, işiterek idrak ettiği bir açıklıkta cereyan etmesine rağmen birçok kişi -siyasi duruşunu- gözden geçirmeye gerek görmüyor. Gözüyle gördüğü, kulağı ile işittiği bile zihin kapılarını açmaya yetmiyor.Çünkü, zihinsel kapanmışlık- buna müsaade etmiyor.Çünkü, olaylara sağırlaşan bir kulak, körleşen bir gözle bakıyorlar.Vicdanlarındaki perde ülke geçekleri ile buluşmaların engelliyor.Siyasete din gibi bakıp, hem toplumsal gerçekliği hem de dini hakikatleri kaybediyorlar. Yeni bir dünya, toplumsal bir değişim ancak bu zihinsel kapanmışlığın aşılması ile mümkündür. İslam ne diyor? "Bir toplum kendi halini değiştirmedikçe Allah onlarda bulunanı değiştirmez...(Rad/11) Biz değişmedikçe dünya değişmez!