Antalya'da geçtiğimiz günlerde meydana gelen teleferik kazası, kamuoyunda büyük bir tartışma yarattı. Kazanın ardından tutuklanan Kepez Belediye Başkanı Mesut Kocagöz, birçok kesim tarafından "günah keçisi" ilan edildi. Ancak, olayın detayları incelendiğinde durumun daha karmaşık olduğu ortaya çıkıyor.

Kazanın işletmeci firması olan Antalya Büyükşehir İştirakçi Şirketi ANET AŞ'nin geçmişte Kocagöz tarafından yönetilmiş olması, olayın daha da derinleşmesine sebep oluyor. 2017 yılında hizmete giren teleferiğin yapımında aynı yüklenici firmanın bulunması da dikkat çekiyor. Dönemin başkanı Menderes Türel'in teleferiği açarken "Türkiye'nin en ucuz teleferiği" olduğunu söylemesi ve açılışını dönemin Başbakanı Binali Yıldırım'ın yapması, kazanın öncesinde yaşanan süreci daha da önemli hale getiriyor.

Ancak, teleferiğin 2017 uygunluk raporunun eksiklikler taşıdığı ve bazı önemli bilgilerin kayıt altına alınmadığı da gelen bilgiler arasında. Bu durumda, kazanın sebeplerini araştırmak ve sorumluları belirlemek için titiz bir inceleme yapılması gerekiyor. Mesut Kocagöz'ün sadece siyasi bağlamda değil, gerçek sorumluluklar açısından da adil bir şekilde ele alınması gerektiği belirtiliyor.

Kazanın ardından kamuoyunda yükselen tepkilerin ve siyasi polemiklerin yanı sıra, adaletin tarafsız bir şekilde işletilmesi ve gerçek sorumluların bulunması ön planda tutulmalıdır. Bu süreçte, olayın tüm yönleriyle adil bir şekilde ele alınması ve kamuoyuna doğru bilgi sunulması büyük bir önem taşıyor.          

Mesut Kocagöz'ün Tutuklanması Çifte Standart. Şimdi şunu diyebiliriz.

Antalya'da meydana gelen teleferik kazası, Kepez Belediye Başkanı Mesut Kocagöz'ün tutuklanmasıyla büyük bir tartışmaya neden oldu. Ancak, olayın ardından ortaya çıkan detaylar, adalet sistemindeki çifte standartları da gündeme getirdi.

Kocagöz, Kasım 2023'te işletme genel müdürlüğünden ayrılarak CHP'den belediye başkan adayı oldu. Bu süre zarfında teleferik hattı dışında kalan bir süreç yaşandı ve işletmedeki dahili akışa müdahale etmediği belirtiliyor. Ancak, bu durumda bile gözaltına alınması, adaletin siyasallaştırıldığı endişesini artırıyor.

Özellikle, geçmişte benzer durumlarda hiçbir bürokrat veya yöneticinin tutuklanmamış olması, çifte standartların varlığını gösteriyor. 2018 yılında yaşanan ve birden fazla ölümlü kaza ile sonuçlanan Çorlu tren kazası örneği, bu çifte standartların bir göstergesi olarak değerlendirilebilir.

Adaletin tarafsız ve adil bir şekilde işletilmesi, toplumun güvenini sağlamak için hayati önem taşıyor. Ancak, Mesut Kocagöz'ün tutuklanmasıyla ortaya çıkan bu durum, adalet sistemindeki bazı eksikliklerin ve siyasi etkilerin varlığını gösteriyor olabilir. Bu konuda kamuoyunun bilgilendirilmesi ve adil bir şekilde hareket edilmesi önemlidir.

NOT: "Günah keçisi", suçun veya sorumluluğun üstlenilmesi için suçlanan veya gösterilen bir kişi veya grup için kullanılan bir ifadedir. Bu kişi veya grup, gerçek sorumlulardan daha çok bir şekilde suçlanır veya sorumlu tutulur ve genellikle suçluluğu veya sorumluluğu medyanın halkın gözünde çoğaltmak için kişi ve gurupları sorumlu tutmak ve suçu yıkmak için kullanılır.

Mesut Kocagöz