1999 seçimlerinden başarıyla çıkan MHP'nin, hükümet kurma imkani varken MHP  bu imkanı değerlendirmedi. Rahşan Ecevitler ile  birlikte hareket etmeyi  tercih etti.

Ortadoğu haritasının değişmesini isteyen güçler, isteklerini Ecevit'e yaptıramayınca Uzun Adamı! ABD'ye davet ettiler. Konuşup, anlaştılar. Görüşmeler sonrasında  mutabakata varılınca, hükümetin istifa etmesi gerekiyordu. Hükümetin daha  2  yıl süresi varken, seçim kararı alınıp AKK'ye iktidar altın tepside sunuldu.

Ankara Büyükşehir Belediye Baskanlığı'nın kazanılma imkanı varken, başkanlığı   kazanabilecek adayı partiden dışlayıp, AKP'nin yara alması  önledi..

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de, CHP-MHP ve muhalefet partileri olarak, ortak aday çıkarma imkanını değerlendirmedi. Buna karşın, Ekmelettin İhsanoğlu isminde, toplumla barışık olmayan   adayı ısrarla savunup, yine  Uzun Adamın! seçilmesine imkân sağlandı. Ortak aday olabilecek Meral Akşener veya CHP'de de karşılık bulabilecek olan Mansur Yavaş gibi bir isim aday gösterilseydi sonuç bu şekilde  olmazdı.. Yani  milletin  bağrına  basabileceği bir  aday desteklenseydi şu an Cumhurbaşkanı makamında başka biri oturabilirdi.

Gelelim Haziran seçminlerine... Haziran seçimleri sonunda  Kılıçdaroğlu ve  Bahçeli başkanlığında  ön şartsız bir hükümet kurma önerisi sunuldu. Bunu da kabul etmedi Sayın Bahçeli. Hayırdan başka söz duymadık ağzından.. Zaten konuşmayı yapıp insanları aydınlatma gibi bir misyonu da olmadı hiç kendilerinin... Koalisyon arayışına girmeden seçim kararı aldı. Ve nihayetinde aziz partimizi Meclis'in sonuncu partisi yaptı.

Kasım seçimlerinde AKP'nin tek başına iktidar olmasına açıktan destek verdi. MHP'yi HDP'nin de  gerisine düşürüp, ülkücülerin başını öne eğdirdi.

Yirmi yıldır lokal manada belde ilçelerimizde aday belirlemeden tutun vekil ve belediye başkanı adayları belirlemeye kadar asla tebanın önerilerine ve isteklerine bakılmadı. Ve tüm bu basiretsizliklere hep hata yapıldı gözüyle bakıldı. Durumun bu kadar masum olmadığını düşünüyorum.. Tüm bunlara sadece hatagözüyle bakmak idrak yoksunlarının işidir.. Genel Merkez'in aldığı kararlara da bakınca,  Devlet Bahçeli'nin bu hareket içerisinde başka harekete bilinçli hizmet etttigini görüp anlamamak için  insanın aptal olması gerektiği kanaatindeyim. Devlet Bahçeli, Başbuğ Alpaslan Türkeş'in yanındayken de aldığı görevi titizlikle yapan biriydi. Onu en iyi tanıyanlardan biri rahmetli Türkeş'ti. Ülkücü hareket Devlet Bahçeli'yi sırtında, maalesef 20 yıl taşıdı. Hâlâ  arkadaşlardan bazıları, 'Bahçeli şurada, burada hata yaptı...' cümleleri ile değerlendirme yapıyorlar.. Şu net bilinmelidir ki; Bahçeli hiç hata yapmadı. O kendine verilen görevi eksiksiz yaptı.       

Sevgi ve muhabbetle...