Büyükelçi cinayeti üzerine çeşitli spekülasyonlar yapılıyor. Bu tip cinayetlerde durumun netleşmesini beklemek en doğru yol. Lakin daha büyükelçinin cenazesi kalkmadan katilin grup kimliği tespit edildi. Bu saatten sonra araştırmalar başka bir sonuca varsa da artık oluşan algıyı kazıyıp ortadan kaldırmak çok zor.

Söylemeye gerek var mı bilmiyorum ama medyanın peşin katili FETÖ. Bu sonuca düşürülen Rus uçağı üzerinden akıl yürüterek varıyorlar. Halbuki, düşürülen uçak iki ülke arasındaki ilişkileri bozdu,vurulan büyükelçi ise iki ülkeyi birbirine daha çok yakınlaştırdı. Hem öyle yakınlaştırdı ki, Türkiye yaklaşık altı yıldır sürdürdüğü Esat gitsin ısrarından vaz geçti. Türkiye,İran,Rusya arasında yapılan görüşmelerde Türkiye bütün tezlerini bir tarafa bırakarak Esat’ın kalmasına evet demek –zorunda –kaldı. Zorunda kaldı diyorum,zira yıllardır Suriye politikasını Esat’ın gitmesi üzerine kuran bir ülkenin bir anda bütün iddialarından vaz geçmesi bana biraz tuhaf gibi görünüyor. Onun için zorunda kaldı diyorum.Masaya kendisine emanet edilen büyükelçiyi koruyamayan ülke olmanın psikolojisi ile oturan Türkiye masadan bütün tezlerini bırakarak kalktı.Bu,büyükelçi cinayetinin ilk sonucu. Başka ne sonuçları olacağını önümüzdeki günlerde şayet ortaya çıkarsa –cinayetin ardındaki- gerçekler aydınlanınca göreceğiz. Kaldı ki olayın faili ile ilgili deliller ortaya çıktıkça –medya’nın Ankara’ya bakarak -oluşturmaya çalıştığı algı yıkılıyor.

Kim yaparsa yapsın,neyi amaçlarsa amaçlasın cinayetin Esat ve Rusya’ya yaradığı açık. Bana göre olayın arka planı flu kalacaktır. Siyasi cinayetlerin çoğunun kaderi budur. Gerçek ortaya çıkarsa istismar mekanizmasını işletemezsiniz. Çıkmadığı müddetçe o cinayet üzerinden herkesi ve herkesimi suçlamak mümkündür.Ayrıca aydınlanan bir cinayet dosyası hemen kapanır.Bir daha üzerinde kimse tepinemez. Dosya açık kalmalı ki, icap ettikçe dış güçler Türkiye’yi,iç güçler de içerideki hasımlarını suçlayabilsinler. Bir Dink cinayetini düşünün,maktulun neredeyse kemikleri çürüdü ama hala davası devam ediyor. Aradan yıllar geçmesine rağmen cinayet dün işlenmiş gibi hafızalarımızda tazeliğini koruyor.

Türkiye özellikle uluslar arası arenada zor durumda kalmak ve Rusya’nın bu cinayeti kullanarak kendi tezlerini Türkiye’ye dayatmasını istemiyorsa suikasti son derece şeffaf bir soruşturma ile aydınlatmak zorundadır.Rus uçağını düşürenlerle bu cinayeti işletenler bir olamazlar. Çünkü birincisi, Rusya Türkiye ilişkilerini bozmayı, ikincisi tam tersini hedefliyor.Bir örgüt hem onu hem bunu isteyemez. Buradan yola çıkarak doğru analizler yapmak,saplantılarını gerçek sananların oyunlarına gelmemek gereklidir.İki hedefin de medyada uzantıları olduğunu ve olayı bu zaviyeden değerlendirdiklerini unutmamalıyız.

Bu tip cinayetlerde terör örgütleri kadar–istihbarat örgütleri de- olağan şüphelidir.Cinayet-şayet münferit değilse ki bu ihtimal de vardır- Türkiye’nin Suriye politikası ile doğrudan ilgilidir.Nitekim, ilk sonucu da Suriye siyasetinde değişiklik olmuştur.Buradan yola çıkıldığı zaman başka olağan şüphelilerin de olduğu görülecektir. Olay çok ihtimalli bir mantıkla değerlendirilip, aydınlatılmadığı takdirde –değerli yalnızlığımız- değerli teslimiyete dönüşecektir.