Dava adamı,

Gerçek hayatta sahte roller üstlenip uyduruk kutsaliyetler uğruna hak ve hakikatin boynunu vuran ortaçağ giyotinleri gibi çalışmamalıdır.

Dava adamı,

Aidiyet duyduğu siyasal fikirleri ifade etmekten geri duruyor, nelere inandığını ifade edemiyor, pratikte bunları yaşamında gösteremiyorsa, bulunduğu yeri ve kendini sorgulamalıdır!

Dava adamı,

İşgal ettiği makam, temsil ettiği misyon, oluşturduğu vizyon, davasını yansıtmıyorsa, kalabalıklar O’nu ülkü ve eylemleriyle değilde hayal dünyalarındaki sanal kahramanlar gibi algılayıp, anlamlandırıyorsa O gerçek değildir. Siyasal anlamda varlık iddiasında bulunması sadece bir iddiadan ibaret kalır.

Dava adamı,

Kendi vizyon ve misyonunu çağın akıl ve gerçekleriyle ortaya koyup kalabalıklarda bir karşılık bulamıyor menzil’e yol alamıyorsa çağdaş insanların darda kaldıklarında yaptıkları gibi eğitim ve bilimsel geçerli gerçekler ışığında hareket etmeli muhatabı olduğu kitleye “ilimcilik” mesajını verebilmelidir.

Dava adamı,

İnsan olduğunun idrakine varmış Beşer’in insan olma serüveninin şuuruna erişmiş, kutsaliyetlerinin odağına insanı oturtmuş insan olabilmeyi davasının odağı kabul etmiştir. İnsanın odak olmadığı davalar tarihin çöp sepetinde, kan ve gözyaşı ile temsil edilmektedir. Dava adamı davasına insanlık mührünü vurabilmelidir.

Dava adamı,

Yoksulluğun insanı eksilttiğini, aklı devre dışı bıraktığını, insani duygulara sarsıntı geçirttiğini, kin ve nefreti körüklediğini, insanı hayvanlaştırdığının bilincinde olan insandır. Dolayısıyla Dava adamı, Hz. Muhammed’in (SAV) “yoksulluk neredeyse(az kalsın) küfür sayılacaktı” sözünden şuurlanıp her türlü yoksulluğa savaş ilan etmelidir.

Dava adamı,

Semavi dinler ve tarihi gelişmelerle olgunlaşan insan aklının; insan olma ve insanlığı yaşatma adına verilecek kararlarda tek ve etkili rehber olduğunu bilmeli, bu gerçek ışığında hareketlerine yön vermelidir.”Aklı olmayanın dini olmaz” sözündeki anlam derinliğini kavramalı, psikolojik, şizofrenik hezeyanlarla üretilmiş kutsaliyetleri rehber kabul etmemelidir.

 

 

Dava adamı,

İçinde yaşadığı toplumun sosyal, siyasi, ekonomik ve kültürel meselelerine doktrin er metinlerle çözümler sunarken kâinata ve insanlığa söylem ve eylemleriyle “rol model” olma becerisini ortaya koyabilmelidir.

Dava adamı,

Gerçek hayatta sahte roller üstlenip uyduruk kutsaliyetler uğruna hak ve hakikatin boynunu vuran ortaçağ giyotinleri gibi çalışmamalıdır.

HÜSEYİN ÖZCİHAN