-Son günlerde toplumdaki sosyal olaylar karşısında şaşkınlığımızı, aynı zamanda insanlığımızı kaybettiğimiz bu süreçte.

-Gerçek hayatta, özellikle muhalefete karşı yapılan şiddet ve baskı, devlet büyüklerine, bakanlara yapılan ithamlar Anadolu’da köyde muhtara yapılsa muhtemelen katliam olurdu.

-O kadar ağır küfürler ki yazmaya utanıyoruz ve bunun karşısında susanlar.

-Yine toplumda bürokraside, iş insanları, akademisyenler; milletin değerleri ve ahlaksızlıklar almış başını gidiyor.

-Kadına, çocuğa, kılık kıyafete, milletin malına mülküne çökmelere kadar giden bu çöküşü analiz etmek uzmanların meselesi.

-İktidarın bakanları dâhil atadıkları birçok bürokrat, danışman bunların çarpık ilişkileri uyuşturucudan tutun da her türlü yolsuzluk ile itham edilip suçlanmaları.

-Yine iktidar ile doğan büyüyen iş insanlarının birbirlerinin mallarına, bazıları da yabancılarla çökmesi -anlaşılır gibi değil.

-İktidarın bütün bunları görme gibi bir gayesi daha da kötüsü gayreti yok görmek de istemiyor.

-Çünkü iktidar kendisi bütün bu olumsuzlukların kaynağı görünüyor.

-Bütün bunları o kelli felli sıfatları, makamları, mevkileri, o anlı şanlı diplomaları ile yapıyorlar.

-Hepsi ABD - AB karşı ne hikmetse, o duvara koca çerçeve ile astıkları diplomalar, madalyalar, sertifikalar hepsi yurtdışı menşeili.

Nereden çıktı bu yazı.

Bu sene izne erken geldik. Tabii gelince bol bol memleket meselesi konuşuyoruz.

Bizim ilçe küçük herkes birbirini tanır. Bizim Şarkışla’da tam merkezde 50 yılı geçkindir boyacılık yapan “HASGÜL“ var.

Hem ilçenin hem memleketin nabzını tutar olayları iyi bilir.

İlk durağımız onun yanı olur HASGÜL abimiz yaş itibariyle ileri yaşta gerçek ismini az insan bilir.

HASGÜL ismini ona toplum vermiştir. HASGÜL yazın da kışın da hep o köşede çalışır.

Bu sohbetimizde gündemi değerlendirirken:

- Abi bu kelli felli adamların yaptıklarıma bakıyor musun? Diye sorunca.

Bana dedi ki:

-Bak gardaş dedi iyi dinle. Topluma bir devletin verdiği vasıflar, sıfatlar, unvanlar, makamlar, mevkiler, sertifikalar, nişaneler olur dedi. Bunları elde etmek için gidersin devletin okulunda, üniversitesinde okursun. Başarılı olunca onu çerçeveletir ofisine, iş yerine, çalışma odana asarsın. Orada senin ne eğitimi aldığın devlet tarafından tescillenmiştir yazar “Doktor Ahmet, Avukat Ayşe, mimar Fatma, mühendis Mehmet."

Fakat birde bu milletin sana verdiği yazılı olmayan herkesin bildiği, bazen alenen çok zaman kulaktan kulağa dolaşan.

Senin vasıfların, ahlakın, dürüstlüğün, güvenirliliğin, namuslu, sözünün güvenirliliğini, ticari ilişkilerini ifade eden olumlu olumsuz.

Toplumun sana verdiği itibar veyahut irtibatsızlık hepsinden önemli.

Sana bırak şu namusunuzu, yaklaşma şu ahlaksıza veyahut emin adam, paranı pulunu namusunu, emanet edebilirsin demesi toplumun değerleri ile örtüşürse bunu sana toplum verir.

HER İNSAN NÜFUSA KAYIT OLUR, FAKAT TOPLUMA KAYIT OLAMAZ.’’ HASGÜL…

Bizde iktidardaki mevkii, makam sahiplerine atıfta bulunuyoruz diyoruz ki :

Gelin topluma kayıt olun.