Yazı yazmak istemiyordum...
Fakat yazacağım...
Canım istemiyor...
Kırıcı olacağımdan korkuyorum...
Birileri kırılsın üzülmem,fakat gerçekten kırılmasında üzüleceğim insanları gözümün önüne getiriyorum...
Bu nedenle yazmak istemiyorum.
İnsan kırk yıldır uğraştığı çocuklarının adını koyduğu davasından vazgeçermi geçemiyorum.

Oğlum Türkeş'den URUNGU'dan,kızlarım Ülkü Hilal ve Almıla'dan utanıyorum,hangi atmosferi yazacağım bilemiyorum. 

Çocukluğundan alıp teşkilata kazandırdıklarımdan,kırk yıldır benim siyasi baskımdan bıkmış,dostlarımdan komşularından utanıyorum...

İyi dedim kötü diyemiyorum,iki yüzlü olmayı kendime yediremiyorum...

Şehit olan ülküdaşlarım,genç yaşta hayatının baharında kaybettiklerimiz aklıma geliyor ve duramıyorum.

Rahmetli Fikri ARİKAN'ın babasını ziyarete gitmiştim...
Bir isteğin varmı amca dediğimde;
Oğlum eşim yok gelinim yok kızım yok,bana bir çamaşır makinası alın yeter dedikleri aklıma geliyor,bırakamıyorum yazayım diyorum...

Rahmetli Mustafa Pehlivanoğlu'nun annesinin ve babası'nın söyledikleri "milletimiz ülkücü hareket sağolsun"sözleri aklıma geliyor,anlatacağım diyorum.

Fizik öğretmenim Ahmet hoca'nın şehit kardeşine rağmen,lisede ülkücü yetiştirmek için verdiği mücadele aklıma geliyor,devam diyorum.

Anlatmakla dert bitmez senin kalkmam gerekli diyorya!.
Kendime getiriyorum,bu kokuşmuş bitmek üzere olan...
Solmak üzere olan çiçekler yeniden açmak gerekli diyorum...
İftiralar birbirini gambazlamalar ne olacak diyorum...

Geçer düzelir diyorum.

Yapma daha 1 Kasım öncesi gördün,partisinin yıllık kirasını ödemek için banka kredisi çeken ilçe Başkanı aklıma geliyor,pes etmeyelim diyorum...
Herkes aynı değil...
Fedakarlık yapanların fedakarlıklarını gözönüne getiriyor ve bizimki nedir diyorum.

Kızıyorum isyan ediyorum...
Bu iş böyle gitmemeli diyorum...
Kendi insanına sırf kendini özümsemediği için geçmişine dil uzatan şaklabanları güldürme diyorum...
Yazayım hemde acıda olsa yazalımki;
Sorumluluk alalım diyorum.

12 Eylül sonrası hareketi bırakıp,başka kapılarda yallanıp,kemik yalayıp daha sonra bereketlenen soframıza konan akbabaları silmek için,mücadele edelim diyerek,yazalım herkes bilsin herkes tanısın diyorum.

Ve!.
İki kitab yazmak için dört senedir çalışıyordum,şimdi hızlandıralım dedim!.
Birinci kitap en geç Ocak ayında çıkacak...
Birincisi Devlet Bahçeli ile geçen 19 yıl...
İkincisi Başbuğ Türkeş ve yirmi yıl hizmet verdigim Türk federasyon adlı eserleri arşiv nitelediğinde ortaya koymak istiyorum.

Habererk'le ismimiz özdeşmiş ve burada yazmayada devam edeceğim...
Bilinmeyenler bilinsin,ülkücü harekette 41yılda gördüğüm kahramanlarıda,hainleride millet bilsin istiyorum...
Asla birilerine art niyetle bakmıyorum,bakmayacağızda sadece ülkücülerin bilmesi gerekenleri yazacacağız.

Sonuç nedir?
İltifatın yağcılık.eleştirinin hainlik ilan edildiği bu hareketi objektif olarak bir yerlere getirelim diyorum.

Genelmerkez'in sevdiklerini değil,sevmediklerine bakıyorum ve irdelenmesi gereken bir konu diyorum.

Hoçca kalın