Maliye Bakanı N. Ağbal açıkladı:” Açıkladığımız tedbirler kapsamında elde edilecek gelirlerden 8 milyar liralık bir kaynağın münhasıran Savunma Sanayii Destekleme Fonu'na ilave gelir olarak aktarılmasını öngörüyoruz"

On yıldır göklerde uçan (!) savaş uçaklarımıza mı, on yıldır binemediğimiz yerli arabamıza mı?

Bu açıklama, savaş ekonomisi uygulanıyor anlamına gelmez mi?

Ağbal, “Jeopolitik riskler ve bu risklerin bütçede doğurduğu harcama ihtiyaçları" olarak açıkladı. Türkiye kiminle savaşa girecek?

ABD ya da İsrail ile mi?

Suriye ya da YPG ve PYD ile mi?

Rusya ya da İran’la mı?

Bunların hiç birisi gerçek değil. Türkiye’nin savaşa filan girdiği yok, Barzani’ye ekonomik ambargo ve yaptırım yapmaya da asla niyeti yok.

2018’in MTV’si neden binek otomobillerde % 40 artıyor? Lüks otomobillerde artırın ya! Garibanın borç harç “Ayağımı yerden kessin” diye aldığı sıradan beş on bin liralık araçlara neden % 40 zam? Lüks otomobil az ve zenginler biniyor. Hükümette “Garip-guraba, fakir-fukara babası ya!”

Anladınız değil mi?

7 milyon araç sahibini karşılarına aldıklarına göre, ekonomi çıkmazda sanırım. Gelir vergisi, emlak vergisi, kira gelirleri vergisi kısaca iğneden ipliğe zam. 2018 de kişi başı milli gelir 13 bin dolar olacakmış. Ben ısınamadığı ışığı neyleyim!..

Şanlı bir geçmişi ve oturmuş bir disiplin anlayışına sahip TSK’yı kıytırık “Ergenekon, Balyoz” gibi kumpaslarla çökertmediler mi?

Savaş uçağı sayımız, onu kullanacak pilot sayımızdan fazla değil mi?

Bütün bunları alt alta koyduğumuzda, hangi savaş bütçesi, hangi savaş stratejisi?

Hükümetin savaş yapması gereken tek, Barzanistan ve Kuzey Irak yönetimi kalıyor; onunla da o kadar gizli ortaklığın olduğu iddia ediliyor ki, savaşmak ihtimal dışı.

Öyleyse hangi savaş sanayine aktarılacak?

Ufukta bir savaş mı öngörülüyor?

Sosyal medyaya baktığımızda yapılan yorumlardan hükümetin ve Sn. Erdoğan’ın Barzani’ye esip gürlemesini milletin “Gazını alma” taktiği olarak görüldüğü görülmekte.

Bizim için aslolan, “Referandumunun” ertelenmesi de değil İPTAL edilmesiydi. Düşman üzerinde etkili olmayan güç kullanımı etkisizdir, zarardır.

Eğer Türkiye istesin, güç kullanmadan bile Barzani’yi dize getirir, tükürdüğünü yalatır. Ama biz, boş alanda top çevirmekle uğraşıyoruz.

Öyleyse bu zamların tek bir amacı vardır: yolsuzluklarla dibe vurdurulan Türk ekonomisine hayat suyu sağlamak, boşalan maliyeyi doldurmaktır.

Hani 16 nisanda “EVET” denirse; ekonomi uçacaktı, terör bitecekti, şehit haberleri gelmeyecekti, anaların gözyaşı akmayacaktı?

Her önüne gelenin aldattığı ama ne hikmetse bu asil milletin bir türlü aldatamadığı bir yönetimle yönetilmekteyiz.

Anladıysanız mesele yok. Ya değilse 2018 in kazıklarına oturmaya hazır olun. Hayırlı olsun.

Esen kalınız.                                                                                

NOT: Yoksa Sn. Erdoğan’nın bu zamlara müdahale ederek kahraman olması, yıpranan imajının düzeltilmesi mi planlanıyor.