5 Aralık 2009’da Amirallere suikast soruşturması kapsamında tutuklanan, tutukluluğuna itirazdan sonra serbest bırakılan ancak daha sonra tekrar çıkarılan tutuklama kararının ardından intihar eden Yarbay Ali Tatar'ın ağabeyi Ahmet Tatar, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Millet İttifakı'nı terörle ilişkilendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sert sözlerle yüklendi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın terör çıkışı ile ilgili Gerçek Gündem'e konuşan Ahmet Tatar, Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nun konu ile ilgili açıklamalarını hatırlatarak, "Herkesi terörist olmakla suçlayan Erdoğan, uzun yıllar Fethullahçı terör örgütüyle birlikteydi. Çok ciddi suçlar var. Biz bunu asla unutmuyoruz. Er ya da geç hukuk önünde hesabının olduğunu düşünüyoruz" dedi.

Tatar, Kılıçdaroğlu’nun seçimlerle ilgili düzenlediği ilk basın toplantısında söylediği “Erdoğan, sen değil misin FETÖ’yü besleyip büyüten, ayağına kadar giden ‘Ne olursun, yalvarıyorum geri dön’ diyen? Sen değil misin milletin ordusuna kumpas kuran, bu millet bunları bilmiyor mu? Ben hiçbir zaman Mehmetçiğimize kumpas kuranlarla yan yana durmadım, asla ve asla durmayacağım.” sözlerine vurgu yaptığı açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Milletin biliyor olduğu kısmını çok gerçekçi bulmuyorum. Erdoğan kitleleri maniple edeceğini düşünüyor. En azından söylediklerinin alıcılarının olduğunu biliyor. Diğer taraftan insanları buna inandırmış olması gerçekleri değiştirmiyor. Gerçeğin tutulan kayıtları, kumpasları kuranların Fethullah’la birlikte siyasi iktidar olduğunu bize gösteriyor. Halka ne verirseniz o olur. Maalesef Türk milleti, 2007’den beri büyük bir psikolojik savaş içinde. Bu savaş gerçeklerin ters yüz edilmesi amacıyla yürütüldü. Fethullahçı çete eliyle yürütülen savaşı şimdilerde siyasi iktidar devraldı. PKK’lıları sınırdan içeri alıp, çadır mahkemelerinde göstermelik bir yargıdan geçiren hükümetin başında bugünkü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan vardı. Oslo görüşmelerine giden MİT görevlileri Başbakan’ın izni, haberi olmadan gidebilirler miydi? Büyük medya yardımıyla da halkın maalesef büyük bir kısmı buna inandırılıyor. Fakat gerçek orada duruyor.”

"KUMPAS DAVALARI DÖNEMİNDE ÜLKEYİ ERDOĞAN YÖNETİYORDU"

Herkese terörist diyen Erdoğan'ın uzun yıllar Fethullahçı terör örgütüyle birlikte hareket ettiğini savunan Tatar, Fethullahçıların 2007’den itibaren yargıda hakim olmaya başlayan yıllarda devam eden kumpas davaları döneminde ülkeyi Erdoğan'ın yönettiğine dikkat çeken Tatar, “Herkese ‘terörist’ diyen Erdoğan, uzun yıllar Fethullahçı terör örgütüyle birlikte yol aldı. Fethullahcılar yargı içinde at koşturdu. Bu kumpaslar siyasi iktidarın desteği olmadan yürüyemezdi. Ne zaman Fethullah, siyasi iktidara yöneldi, o zaman işler değişti. Bizim o zamana kadar devlet için büyük tehlike dediğimiz örgütlenmeye terör örgütü demeye başladılar. Erdoğan, 15 Temmuz’dan sonra halkımız bizi affetsin dedi ama geçmiş bir kalemde silinmez. Çok ciddi suçlar var. Biz bunu asla unutmuyoruz. Er ya da geç hukuk önünde hesabının olduğunu düşünüyoruz.” diye konuştu.

Seçim sonuçlarının ve Meclis'e giren Hizbullah'ın ve bu seçimin ne anlama geldiğinin çok iyi analiz edilmesi gerektiğini belirten Tatar, “Ne olursa olsun siyasi iktidar zayıfladı. Bütün maniplasyonlara rağmen güç kaybetti. Erdoğan ilk defa bir seçimi esasen kazanamadı. Eğer aklı başında tavır alınırsa, toplumun bütün kesimleri ile yeni bir uzlaşı sağlanabilirse seçim kazanılabilir. Hizbullah meclise girdi. Cumhuriyetin temel ilkelerine karşı olan Yeniden Refah Partisi mecliste. Cumhuriyetin devamının yanında mıyız aslında bunu oylayacağız.” ifadelerini kullandı

ALİ TATAR HAKKINDA

Evli ve bir çocuk babası 42 yaşındaki Yarbay Ali Tatar, 5 Aralık 2009’da Amirallere suikast soruşturması kapsamında tutuklanarak Hasdal Askeri Cezaevi'ne gönderilmiş, tutukluluğuna yapılan itiraz sonucu 16 Aralık'ta tahliye edilmişti. Savcının itirazı üzerine hakkında yeniden tekrar tutuklama kararı çıkarılan Ali Tatar, Beylerbeyi'ndeki evinde 19 Aralık 2009 sabahı arkasında bir mektup bırakarak intihar etmişti. Tatar’ın tutuklanmasını talep eden savcı Süleyman Pehlivan ise 2011 yılında Yargıtay üyeliğine seçildi. Pehlivan, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından FETÖ üyeliğinden 13 yıl 6 ay hapis cezası aldı.

Tutuklama talebini kabul eden hakim Metin Özçelik de FETÖ üyeliğinden ve görevi kötüye kullanmaktan 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Editör: Yadigar Hanım