Urumçi katliamının 16. yılında adalet çağrısı yeniden yükseldi
Hareket, Çin'in gerçekleri gizlediğini savunarak uluslararası toplumu hesap sormaya ve adaleti sağlamaya çağırdı.
Uygur Hareketi tarafından yapılan açıklamaya göre, 5 Temmuz 2009'da binlerce Uygur, Shaoguan'daki Uygur fabrika işçilerinin öldürülmesini protesto etmek amacıyla Urumçi'de barışçıl bir gösteri düzenledi. Ancak bu gösteriler, Çin güvenlik güçlerinin sert ve ölümcül müdahalesiyle karşılaştı. Olayların üzerinden 16 yıl geçmesine rağmen, Çin Komünist Partisi'nin (ÇKP) gerçekleri örtbas etmeye, Uygur tarihini silmeye ve yaşananları dile getirenleri hedef almaya devam ettiği vurgulandı.
ÇİN'İN MÜDAHALESİ VE SONRASI
Açıklamada, Çin hükümetinin barışçıl protestolara silahlı polislerle müdahale ettiği ve silahsız göstericilere karşı ölümcül yöntemler kullandığı belirtildi. Olayları takip eden günlerde binlerce Uygur'un gözaltına alındığı, zorla kaybedildiği veya öldürüldüğü ifade edildi. Devlet medyasının ise Shaoguan'daki katliamın ayrıntılarını gizleyerek ve olayları dış "ayrılıkçı" güçlere mal ederek bir propaganda kampanyası yürüttüğü kaydedildi. Aradan geçen on altı yıla rağmen gerçek kurban sayısının hâlâ bilinmediği ve Pekin yönetiminin kanıtları yok ederek katliamı Doğu Türkistan'daki baskıları artırmak için bir bahane olarak kullandığı öne sürüldü.
Uygur Hareketi Başkanı Rushan Abbas, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, "Urumçi Katliamı'nın 16. yıldönümünü anarken, gerçeği ve adaleti korkan bir rejim tarafından çalınan hayatları onurlandırıyoruz," dedi. "Çin Komünist Partisi’nin 2009’da barışçıl protestocuları susturmak için kullandığı şiddet, bugünkü soykırımın yolunu açtı. Dünya, o dönemde ÇKP’nin vahşi kan dökümüne yanıt vermedi ve ekonomik çıkarlar ile Pekin’le iş bağları peşinde koşarak bugünkü soykırıma sürekli göz yumdu. Uluslararası toplumu, bu tarihiyle yüzleşmeye, bugünkü mezalim için şeffaflık talep etmeye ve ÇKP’yi insanlığa karşı suçlarından sorumlu tutmaya çağırıyoruz."
Açıklamanın devamında, 5 Temmuz Urumçi Katliamı'nın, Çin rejiminin Uygur halkına karşı yürüttüğü ve bugün toplu gözaltılar, zorla çalıştırma ve kimliğin sistematik olarak silinmesiyle bir soykırıma dönüştüğü belirtilen şiddet kampanyasında belirleyici bir dönüm noktası olduğu ifade edildi. Uygur Hareketi, demokratik hükümetleri, çok taraflı kurumları ve dünya genelindeki insan hakları savunucularını, Uygur halkıyla dayanışma içinde olmaya ve gerçeğin ortaya çıkarılması, hesap verilebilirlik ve kalıcı adalet için harekete geçmeye davet etti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.