Tezkan'ın yazısı şu şekilde;

"Yeni model ne Cumhurbaşkanı'na yaradı, ne iktidar partisine yaradı, ne iktidarın milletvekillerine yaradı...

Cumhurbaşkanı, MHP Genel Başkanı Bahçeli sayesinde olağanüstü yetkilere kavuştu kavuşmasına ama o günden beri yüzü gülmüyor...

Yeni model ne Cumhurbaşkanı'na yaradı, ne iktidar partisine yaradı, ne iktidarın milletvekillerine yaradı...

İktidar mensupları eski günleri arıyor... Milletvekilleri havalı havalı dolaşırdı, şimdi sesleri çıkmıyor...  İktidar medyasının yazarları methiyeler döşenirdi şimdi hık mık ediyorlar... Cumhurbaşkanı yakın zamana kadar rakamlara dayanarak 'nereden nereye geldik'demeyi çok severdi...

Son zamanlarda kıyaslama yapamıyor!...

Göreve geldiğimiz zaman dolar 1.5 liraydı 6 liraya çıkardık diyecek hali yok...  Kendi de görüyordur herhalde... En azından kurmayları farkındadır... ( haa söylerler mi ayrı konu) Bu rejimin sürdürülebilir durumu yok... Bu rejimle Türkiye idare edilemiyor...

Yerel seçim sonuçlarına bakarak bu değerlendirmeyi yapmıyorum... Ekonomiyi kıstas alıyorum... Bir ülkede döviz mevduat hesabındaki paranın miktarı o ülkenin milli parasını geçmişse durum iç açıcı değildir... İç açıcı olmayan durumu değiştirmek için de bir şeyler yapmak lazım!...

Ama ne?

Bakan değişikliği falan kesmez... Bakanlar kimsenin umurunda değil... Varlar mı yoklar mı belli değil...

Reform  paketleri açıklayarak işi toparlayabilirler mi?

Zor... Daha açıkçası hayır...

Onlarca reform paketi açıkladılar biri işe yaradı mı? Biri çare oldu mu?

Eee ne yapmalılar?

Radikal değişiklik...

Mesela; acilen genel seçime gitmek olabilir...

Mesela; rejimi değiştirmek olabilir... Parlamenter demokrasiye dönmek, yargıyı, yasamayı güçlendirmek, kuvvetler ayrılığını kalın çizgilerle sağlamak olabilir...

Sorum şu... Cumhurbaşkanı, Başbakan koltuğundayken mi daha güçlüydü, şimdi mi?

O zaman daha güçlüydü... En azından başka bir siyasi partiye muhtaç değildi... Başka bir siyasi partinin desteğini aramaya ihtiyacı yoktu...  Şimdi, MHP vazgeçtim dese, desteğini çekse  topal ördek durumuna düşecek!.  Eskiden Cumhurbaşkanı'na bile yeri geldiğinde fırça atıyordu...O kadar güçlüydü...

İki örnek vereyim...

BİR:  CHP'nin Anıtkabir yürüyüşünü polis barikat kurarak engellemişti... Cumhurbaşkanı Gül  Vali'yi arayarak barikatın kaldırılması emrini verdi. . Başbakan Erdoğan ' böyle konuşmamıştık, devlet yönetiminde çift başlılık olmaz' diyerek Cumhurbaşkanı'na karşı çıktı... Gül sustu...

İKİ:  Gezi protestoları sırasında Cumhurbaşkanı Gül 'sizi anlıyoruz' diyerek havayı yumuşatmaya çalıştı. Afrika gezisinden dönen Başbakan Erdoğan bunlar çapulcu diye rest çekti, sert önlemler alınması talimatı verdi... Gül Rize'ye çay toplamaya gitti...

Tamam, şimdi kağıt üstünde eskisinden daha güçlü ama sadece kağıt üstünde... Bir dediği iki olmuyor ama işler istediği  gibi gitmiyor.... Bir çıkış yolu bulması lazım... Bu yönetim biçimiyle devam etmekte ısrar ederse hem kendi kaybedecek hem ülke...  

Patinajdan kurtulamaz... 'Bahçeli bu modeli önererek bizi kandırdı' deyip işin içinden sıyrılabilir... Cumhurbaşkanı pragmatik düşünce yapısına sahip... Sonuç odaklı siyaset yapıyor...  Zaten  kamuoyu bu söyleme alışık... Çünkü İlk  kez  kandırılmış olmayacak...

Cumhurbaşkanı'nın rejimi yenilemekten/değiştirmekten başka çıkış yolu yok..."

Editör: TE Bilişim