Duydum ki Milli Eğitim Bakanlığı “Hayalimdeki Çin” adı altında ortaöğretim öğrencileri için bir resim yarışması düzenliyormuş.

Üstelik bu yarışma 2016’dan beri devam ediyormuş.

TÜM MAKALELERİ

Yuh bana yazıklar olsun, bana ki bunu bu sene öğreniyorum.

Diyeceksiniz ki daha önce bilsen ne yapacaktın.

Belki dünyanın artık bir inziva yeri olmadığını benimde bir münzevi olmaya hakkım olmadığını daha önce hatırlar din iman var diye dinlenmezdim.

Neyse muhabbette haz kuralını ihlal edip, selektör yapmadan hız alayım.

Hayalimdeki Çin..

Ortaöğretim öğrencileri sanırım on yaş ve on beş yaş arası çocuklarımız.

Peki sebep...

Sebep 1- Ortaöğretim öğrencilerinin hayal gücü gelişecekmiş.

Şu an bu yaş çocuklarının hayalleri yeni ayakkabılar, elbiseler, tablet, internet, huzurlu aile ortamı, babalarının yoksulluk sebebiyle intihar etmediği, okullarına mutlu mesut gidebildikleri bir dünya.

Avrupa kolejlerinde okuyan çocukların elbet hayal kurmaya hakkı var..

Bilerek isteyerek “hak” diyorum.

Sebep 2- Çini tanıyacaklarmış.

Bizler Müslüman bir ülke olarak, toprağın ilk kutsanmış halinin insan olduğuna inanırken, Çin’in tohum kadar aklındaki kendi tohumlarından başka bir şey olmadığını dünya alem biliyor susuyor.

Her şeyi ilk önce bizden öğrenen çocuklarımız Çin’i de önce bizden dinlesinler. Sırf Müslüman Türk oldukları için Çin toplama kaplarında on dört ile seksen yaş arası kadınları çocukları nasıl zincirleyip insan olanın aklına gelmeyecek her türlü edepsizlik ahlaksızlık işkencecileri anlatalım.

Zindanlarda çocukların babaları çırılçıplak soyulup yapılan eziyetlerden ölen ölüyor kalan yarı deli bunları anlatalım.

Gülbaharı anlatalım.

Kadınların, kızların, kedi gibi köpek gibi kısırlaştırıldığını anlatalım.

İnternete girdiğinizde ayrıntılarıyla görebilirsiniz.

İşte önce çocuklarımız bunları öğrensin o masum yüreklerinde nasıl bir Çin çizerler izleyip görelim.

Pedagoglar diyor ki “Çocuklarınıza yalan söylemeyin”

Ben dış ticaretten falan anlamam.

Bir Çin malıdır, ucuzdur diyip gidiyoruz tiridine bile banamıyoruz.

Bu günlerde aşı nedeniyle Çin’i sevmemiz gerek galiba.

Biz o kadar yüce gönüllü bir milletiz ki dışarıdan aşı alıp kendi vatandaşı bitmeden başka memleketlere aşı hibe ediyoruz. Bu durumda diyorum ki “İbrahim’e gökten koç indiren rabbim” bize de bir hal çaresi bulacaktır.

Şimdi merakla bekliyorum nasıl bir Çin resmi çıkacak ve Çin’i nasıl onore edeceğiz.

Galiba dünyanın en platonik aşkı biz Türk milletinde.

Bizi seviyoruz.

Mümkünse muhabbetle değilse sevgiyle yinede “GÜLÜMSE”

Editör: TE Bilişim