PKK’nın Avrupa’daki en önemli üssü İsveç’tir. Yüzlerce PKK militanı orada barınır, faaliyetlerini orada sürdürür.  

Yıllar önce bir grup arkadaşla İsveç-Norveç gibi ülkelere turistik bir gezi yapmıştık. Biz İsveç’e geçmeden bir gün önce Dağlıca katliamı olmuştu. Çözüm veya Oslo süreci devam ediyordu. Kaldığımız otelde, Demirtaş ve HDP milletvekilleri de kalıyordu. İsveç’teki PKK’nın Avrupa lobisine akıl danışmaya gelmişlerdi. Otel lobisinde karşılaştık, Dağlıca’dan dolayı hepimiz üzgündük. Türkçe konuştuğumuzu görünce aralarından bir-iki kişi yanımıza gelip tokalaşmak istedi, reddettik, bölücülerle tokalaşmayacağımızı söyledik.  

İsveç’i gezerken de, oradaki vatandaşlarımız PKK’nın İsveç’teki faaliyetlerinden şikayetçi olmuşlardı.  

80’li yıllarda PKK İsveç’te birçok örgüt içi infaz yaptı, Enver ATA, Çetin Güngör gibi PKK’dan ayrılan isimler sokak ortasında infaz edildiler. İsveç, zamanla ikinci Kandil haline geldi.  

İsveç’in NATO üyeliği gündeme gelince CB Erdoğan 19 Mayıs 2022’de “Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya katılmasına hayır diyeceğimizi söyledi. Birkaç ay sonra 23 Ocak 2023’de “İsveç bizden destek beklemesin” dedi. Yine katıldığı bir TV programında; ”İsveç bir terör yuvasıdır, NATO’ya katılmasına izin vermeyeceğiz” açıklamasında bulundu.  

O öyle dedi diye,  kiralık kalemler İsveç’e savaş ilan ettiler. İsveç’i karalama yarışına girdiler.Öyle ki  birbirini çiğneyecek hale geldiler. İsveç’e karşı olmak, PKK’ya karşı olmak ve milliyetçi görüntüsü vermekti  çünkü.  

Bahçeli’nin açıklamaları da farklı değildi. Daha birkaç ay önce, ”İsveç, PKK’nın Avrupa’daki mağarasıdır” demiş, Erdoğan’ın açıklamalarına destek vermişti.  

İsveç’in tek kusuru PKK’ya yataklık etmekten ibaret değildi. Başkent Stockholm’da nerdeyse ayda bir Kuran yakma merasimleri yapılıyor, tepkilere İsveç hükümeti “bizde ifade özgürlüğü var(doğrusu Kuran yakma özgürlüğü var) diyor, Müslümanların hassasiyetlerini hiçe sayıyordu. 

İki lider, Kuran yakma merasimlerine de büyük tepki gösterdiler. Her fırsatta vatandaşa Kuran’a ne kadar sahip çıktıklarını göstermeye çalıştılar. Onlar Kuran yakıyor, bizimkiler protesto ederek Müslüman Türk milletinin dini hassasiyetlerinden oy devşirmeye çalışıyorlardı. Kuran yakma eylemleri için neler söylememişlerdi ki, Bahçeli Kuran yakmanın soysuzluk ve namertlik olduğunu söylüyor, 21.Ocak 2023’de,”Bu şartlar altında İsveç NATO’ya giremez” diyordu. Erdoğan ise daha sertti,30 Aralık 2023 tarihli konuşmasında “bu alçaklığı yapanlara göz yumanlar artık bizden NATO üyeliğine destek bekleyemezler” açıklamasını yapıyordu.  

PKK’ üssü, Kuran düşmanı, Haçlı artığı ilan edilen İsveç, ABD’nin isteği, AKP-MHP-CHP ve Gelecek Partisinin oyları ile NATO’ya üye oldu. Karşı çıkanlar ise sadece İYİ Parti,Saadet, HÜDAPAR ve TİP’ten ibaret bir avuç milletvekiliydi. Karşılığında ne tek bir terörist iade edildi, ne de ABD F15'ler için bir söz verdi. 

Şimdi seçmeni, basını, yazarı ile siyasetin dalkavukları bu kararı alkışlıyor.  

İsveç, durduğu yerde durmaya devam ediyor.   

PKK, faaliyetlerini sürdürüyor. Kuran yakıcılar, yeni yakma günlerini iple çekiyor. Bize de böyle bir halka böyle bir siyaset demek kalıyor. 

Ne diyelim,aramıza hoş geldin İsveç!