Sözcü yazarı Saygı Öztürk, “Yapılana bakın: Yazık… Yazık” başlığıyla kaleme aldığı yazısında Atatürk’e yapılan saygısızlığı deşifre etti. Öztürk’ün yazısının tamamı şu şekilde: Atatürk'ün kurduğu ve millete bağışladığı Atatürk Orman Çiftliği arazisi yıldan yıla azalıyor. Bu gidişle yakın bir gelecekte çiftlik arazisi diye bir şey kalmayacak. Atatürk'ün Selanik'teki evi, aynı ölçekle iş insanı Nurettin Çarmıklı tarafından yaptırılmıştı. Bina, etrafı çevrildiği için adeta “sığıntı” gibi duruyor. Onun da yerinde kalıp kalmayacağı tartışılıyor. Atatürk Orman Çiftliği'ni eski günlerine döndürmek, boş olan arazilere ekim yaptırıp elde edilen ürünleri yoksul halka dağıtmak için Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın başlattığı proje yayılıyor. Çiftlik arazisinin elden çıkmaması için Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin bir şirketi ihaleye katılmış, üç yıllığına alanı kiralamıştı. Kiralama amacına uygun olarak ekim yapılıyor, ürünler halka dağıtılıyor. 750 MİLYON DOLAR Hemen her Ankaralının ilk gördüğü yerler arasında hayvanat bahçesi olurdu. O da artık yok. Çiftlik arazisinde onun yerine, Ankara'ya dünyanın her tarafından turist çekeceği iddiasıyla önceki Büyükşehir Belediye başkanlarından Melih Gökçek tarafından 750 milyon dolara yaptırıldığı öne sürülen Ankapark kuruldu. Kiralayan şirket zarar ettiği gibi sözleşme hükümlerini de yerine getirmedi. Kiralayan şirketle yapılan sözleşme gereği belediyeye gelirden yüzde 3 pay verilecekti. Yani, ayrıca bir kira ödemeyecekti. Şirket, zarar ettiğini gerekçe gösterip bunu da yerine getirmedi. Ankapark'la ilgili son durum şöyle: Kapısına kilit vuruldu. Parkta bulunan aletler bakımsızlıktan giderek kullanılamaz hale geliyor. Büyükşehir Belediyesi, parkı kiralayan şirketten devir alabilmek için Kaymakamlığa başvurdu. Şimdi devir için gün belirlenmesi bekleniyor. Peki 750 milyon lira harcanan park ne olacak? Mansur Yavaş bu konuda kararı Ankaralılarla birlikte verecek. Halka soracak, STK'lara soracak ve ortaya çıkan görüşler doğrultusunda Ankapark'ın geleceğine karar verilecek. ÖNCÜ KURULUŞTU 11 Temmuz 1933 tarihinde Atatürk tarafından kurulan “Sümerbank”, 1938 tarihinde Kamu İktisadi Devlet Teşekkülü (KİT) haline getirilmişti. Cumhuriyetin ilk yıllarında Türkiye'nin sanayileşme girişiminin ürünü olan birçok ortaklık devralınmış, Sümerbank tarafından birçok şirkete ortak olunarak kendi faaliyet alanı dışında kalan sanayileşme çabalarına da destek sağlanmıştı. Bu çerçevede Sümerbank, sanayi planları ile kendisine verilen görev gereği; pamuklu dokuma, yünlü dokuma, deri ve ayakkabı, kimya, toprak ve seramik, kağıt ve demir-çelik sanayii sektörlerinde birçok üretim tesisini faaliyete geçirerek her yöreye ekonomik ve sosyal canlılık, bilgi, görgü, iş ve aş götürmüştü. Devletin tüm yükünü omuzlamış ve Türkiye'de sanayileşmenin öncülüğünü yapmıştı. CAN ÇEKİŞİYOR Yaptığı yatırımları, işletmeciliği, bankacılığı, pazarlamacılığı ile hizmetlerini sunduğu her yöreye ekonomik ve sosyal canlılık götüren Sümerbank, özelleştirme sürecinde 1987 tarihinde yeniden yapılandırıldı, unvanı da Sümer Holding A.Ş. olarak değiştirildi. İşletmelerinin bir kısmı satılarak özelleştirildi, bir kısmı bedelsiz olarak devredildi, bir kısmı kapatıldı. Sümer Holding'le birleştirilerek tasfiye edilen kuruluşların arasında Zirai Donatım, Türk Motor Sanayi, TURBAN, SEKA, Gübre Sanayi, Demir Çelik gibi kuruluşlar da bulunuyor. Sümer Holding artık batma noktasına getirilmiş durumda. Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın 2019 Yılı Kamu İşletmeleri Raporu'nda yer alan bilgiye göre holding, 2019 yılında sadece tütün ihracatı yaparak 78 bin lira gelir elde ederken, yıllık zararı ise 30 milyon 400 bin lirayı buldu. Okuyucumuz Cenkhan Sandıkçıoğlu, bu tabloyu şöyle yorumluyor: “Cumhuriyetimizin 100 yılda kazandığı tüm değerlerimiz yok edilmiştir. Sümerbank, Türkiye Cumhuriyeti'ni ve vatandaşlarımızı ayağa kaldıran kuruluşların ilki olup, bizler, don giyme alışkınlığını, Sümerbank'ın ürettiği bezlerden dikilen donlarla kazandık. Kızlarımızın çeyizlerinde, iş adamlarımızın ilk kazançlarında, vefat edenlerin kefenlerinde hep Sümerbank var. Şu anda canımız Sümerbank'ımız, can çekişiyor.” 11 KASIM SABAHI Sümer Holding de sonunda Atatürk Orman Çiftliği içinde bir binaya gelmişti. 11 Kasım sabahı holding binasının önünde bulunan Atatürk büstünün içinde bulunduğu durumu görmek gerçekten yürek sızlatıyordu. Atatürk odası derseniz zaten kapalı. Atatürk, büstünün etrafını bu hale getirsinler diye mi bu araziyi millete bağışlamıştı. Sümer Holding yöneticileri hiç de adınıza yakışmayan bir tutum içindesiniz. Atatürk'ün eserleri birer birer yok edilirken, kendi eseri olan yere onun büstünü bile sığdıramıyorsunuz… Yazık, yazık!..