Akaryakıta seçimden sonra arka arkaya gelen zamlara bir de ÖTV artışı eklenince benzindeki iki aylık zam oranı yüzde 82 olmuştu. Akaryakıt zamları iğneden ipliğe bütün tüketim maddelerine yansırken, vatandaşlar, benzinin litre fiyatının 36, mazotun ise 34 lirayı aşmasına isyan etti.

Halktv.com yazarı Olcay Aydilek ise benzinle ilgili korkunç bir senaryo ortaya koydu. ÖTV ve dolar kurundaki artışın etkisiyle tüm zamanların rekorunu kıran benzinin yeni bir rekor kıracağını savunan Aydilek, bunun üzerine sektör temsilcilerinin iddiaya girdiğini belirtti. Benzinin rekor kıracağı tarih ve fiyat üzerinde girilen iddiaları açıklayan Aydilek, zammın gerekçelerini de sıraladı.

Sürücülerin daha önce yakıt alımlarında kullandığı “Ben hep 50 TL’lik alıyorum” sözüne vurgu yapan Aydilek, son dönemde bu söz yerini “yetersiz bakiye” uyarılarına bıraktığını, vatandaşın artık benzin alamaz duruma geldiğini söyledi.

İşte Olcay Aaydilek'in "Korkunç senaryo! Önümüzdeki Ay Benzin 45 TL Mi Olacak?" başlıklı yazısının ilgili bölümü:

Akaryakıt zamları dur durak bilmiyor. Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) ve dolar kurunda yaşanan artışın etkisiyle benzinin litresi 36 TL’yi, motorinin litresi de 34 TL’yi aşarak tüm zamanların rekorunu kırdı.

Akaryakıta gelen her zam, tarımdan taşımacılığa uzanan büyük zincirde maliyetleri artırdığı için iğneden ipliğe tüm ürünlerin fiyatlarını etkiliyor. Zam, dalga dalga yayılıyor.

Zam dalgası, akaryakıt sektöründe üç başlıkta toplanacak yeni “trend”lerin oluşmasına yol açtı: “fiyat üzerine iddia”, “yetersiz bakiye”, “ne olsa gider-sıkıntı yok”…

Sektör temsilcileriyle yaptığımız görüşmelerden çıkan sonuçları paylaşalım:

FİYAT İDDİASI: Sektörde faaliyet gösteren bazı profesyoneller, benzin ve motorinin ağustosta ulaşacağı fiyatla ilgili aralarında iddiaya giriyor. Kaybeden, kazanana, ya takım elbisesi alacak ya da lüks bir restoranda yemek ısmarlayacak.

Peki, iddialarda hangi fiyat üzerinde duruluyor? Bir sektör yetkilisi, ağustosun ikinci yarısında (en geç 20 Ağustos’ta) benzinin 45 liraya ulaşacağına ilişkin arkadaşlarıyla iddiaya girdiğini belirterek, “Sektörde, birçok kişi bu tür iddialara giriyor” dedi.

Yetkili, Batı ile Rusya arasındaki gerilimin daha da tırmanması durumunda 45 TL’nin çok daha erken bir tarihte görülebileceğini söyledi.

Yetkili, petrolde yaşanan arz sorunun da fiyatları yukarı yönlü iteceğini vurguladı. Brent petrolün varil fiyatının halen 82-83 dolar düzeyinde olduğunu, fiyatların daha yüksekleri görebileceğini vurguladı.

Yetkili, sektörün gözü kulağının dolar kurunda ve uluslararası piyasalarda (motorin ve benzinin ton fiyatı) olmaya devam edeceğini söyledi.

YETERSİZ BAKİYE: Akaryakıtla ilgili olarak zam yağmuru öncesinde “Ben hep 50 TL’lik alıyorum” sözü sıkça kullanılıyordu. Son dönemde bu söz yerini “yetersiz bakiye” uyarılarına bıraktı.

Sektör temsilcileri, akaryakıt istasyonlarında nakit ödeme oranının son derece düşük olduğunu, müşterilerin büyük çoğunluğunun akaryakıt ödemelerini kredi kartıyla yaptığını söyledi.

Sektör yetkilileri, son yıllarda kredi kartlarında da “yetersiz bakiye” sorunlarının çoğaldığını belirterek, “Müşteri, benzin ya da motorin aldıktan sonra ödeme yapmak için pos cihazına geliyor. Kredi kartını kasiyere veriyor. Cihaz, ‘yetersiz bakiye’ uyarısı veriyor. Müşteri, ikinci bir kartı uzatıyor. Bazen, kartın biriyle miktarın bir bölümünü, diğer kartlarla da kalan bölümünü ödüyor" dedi.

NE OLSA GİDER-SIKINTI YOK: Bir de sayısı az da olsa “ne olsa gider-sıkıntı yok” diyen müşteriler var. Bu kategoriye giren lüks araç sahibi müşteriler, akaryakıt tabelasına ya da fiyatlara bakmıyor. Fiyattan bağımsız “Depoyu doldur” diyor. Ödemeleri, bazen nakit bazen de kredi kartıyla yapıyor. Bu müşteriler, istasyon içindeki marketten de yüklü alış-veriş yapıyor.

TÜKETİM DÜŞTÜ MÜ? Zamlar sonrasında benzin ve motorin tüketimi düştü mü? Sektör kaynakları, şu ana dek benzin ve motorin satışlarında ciddi sayılabilecek bir gerilemenin söz konusu olmadığını söyledi. Kaynaklar, fiyatlar arttıkça tüketim alışkanlığının da zaman içinde değişebileceğini belirterek, “Şu anda tüketimde kayda değer bir değişim olduğu söylenemez” dedi.

Editör: Yadigar Hanım