27 Eylül’de kurucular kurulunun bir kısmı açıklanan Yeni Parti’nin programının ve tüzüğünün şekillendirileceği üç günlük Çalıştay bugün başlıyor.
Şurası bir gerçek ki ortada çok büyük emek var.
Dikkatlice atılmaya aşırı özen gösterilen adımlar var.
Türkiye’nin yeni umudu olan oluşuma ok atmak için hazır kıta bekleyenler varken “DİKKAT, ÖZEN ve HASSASİYET” çok önemli unsurlardır.
Eğitim, kariyer, tecrübe ve gelecek açısından yıldızları parlak insanlardan oluşturulmaya çalışılan Kurucular Kurulunun kalan üyeleri de hala merak konusu oluşturmaya devam etmektedir.
Zira Meral Hanım’ın ağzından çıkmadığı sürece Çalıştay’daki 44 kişinin tamamının kurul üyesi olduklarını/olacaklarını kesin ve net olarak bilemeyiz.
Bir tarafta memnuniyet diğer tarafta merak, meraktan ziyade de beklenti bulunmaktadır.
Gönül 22 aydır VATANIN ÂLİ MENFAATLERİ için diyar diyar gezenleri, gecesini gündüzüne katanları oralarda görmek istiyor.
2019’un Türkler ve Türklük açısından en az 1919 kadar önemli olduğu bir ortamda şahsi beklenti içerisinde olanların vatanseverliğinden şüphe ederim. Ancak bu hak edenlerin hak ettikleri yerlere gelmelerine engel bir bakış açısı değildir.
Çoban ateşini yakarak bugüne değin sönmeden gelmesinde büyük payı olanların, o her gittikleri yere hilal bıyıklarıyla, ülkücü duruşlarıyla giden vatan-millet sevdalılarının, öncesinde kurucular kurulunda sonrasında da yeni partinin diğer yetkili organlarında olmaları kadar doğal bir şey yoktur.
Hemen aklıma gelen bir iki ismi sizlerle paylaşmakta da bir sakınca görmüyorum :
Oğuzhan TÜRK : Gelecek vaat eden genç bir avukat. Atadan babadan Ülkücü. MHP’de muhalif hareketin başlangıcından bugüne ortaya ciddi emek verenlerden. Çevresinde sevilen ve de güvenilen bir isim.
Dolunay Yelda DOĞAN : Tıp doktoru, jinekolog. O da Ülkücülüğü babadan alanlardan. Sahaya inip birey birey çalışma yapan türünün son örneklerinden. Sırf doğumuna girdiği çocuklar büyüyüp oy verse Yeni Parti’nin Antalya’daki oyu % 5 artar.
Bu isimleri çoğaltmak, bu listeye yeni emektarları eklemek elbetteki mümkündür.
KISSADAN HİSSE :
Anadolu’dan büyükşehire göçüp te orada büyük işler yapanların makam odalarında geleneksel olarak çarık görürüz. Kimi ata baba tavsiyesiyle, kimi içten gelen bir duyguyla asarlar duvarlarına çarıkları.
Bunun çok basit ama kulağa küpe olacak bir anlamı vardır :
“Tamam başardın, güzel işler yaptın ama nereden geldiğini asla unutma”
