Kırımlı'nın bugünkü yazısından satır başları:

"Aşı milliyetçiliğinin maliyeti"

"Covid-19'un Çin'e ekonomik anlamda çok ağır bir faturası oldu. Olmaya da devam edecek. İnsan hayatı açısından da ciddi bedeller ödenecekmiş gibi görünüyor.

Covid-19'a karşı nerdeyse bütün kontrollerin aniden kaldırılması sonucu Çin'de salgın tsunami gibi ilerliyor.

Herhangi bir yere girerken, toplu taşıma kullanırken ya da başka bir şehre giderken sağlık kodu gösterme zorunluğu kalktığından ve test yaptırmak isteğe bağlı olduğundan tam olarak kaç kişinin hastalığa yakalandığı bilinmiyor.

Her gün ortalama 37 milyon kişinin ve Aralık ayının ilk 20 günü içinde 248 milyon kişinin Covid-19'a yakalandığı yolunda çılgın görünen tahminler de var. Resmi rakamlara göre ise örneğin 24 Aralık'ta hastalanan sayısı sadece 4028 ölü sayısı ise sıfır."

"Pekin'de krematoryumlardaki bekleme süresi iki günü aştı"

"Herhangi bir şehirde bir alışveriş merkezinde bir dükkana ya da ofise girdiğinizde ilk rakamın çok daha mantıklı durduğuna tanık oluyorsunuz. Çalışanların en az üçte biri iş yerine gelmemiş oluyor. Sosyal medyadaki paylaşımlardan, iş ve arkadaş çevrenizden de çok kişinin hasta olduğunu görmek de fikir veriyor.

Öte yandan Pekin'de krematoryumlardaki bekleme sürelerinin iki günü aştığı, Guangzhou'daki mezarlık hizmetlerinin 8 Ocak ve sonrasına gün verdiği konuşuluyor. 

Zaten şu anda Çin'de yaygın olarak görülen BF.7 (tam adı BA.5.2.1.7) Omicron alt varyantı bulaşma hızı açık ara en yüksek olanı. Bilim insanlarına göre bulaştırma katsayısı 10 ila 18.6 arasında. Bu, her hastanın en az 10 kişiye bulaştırabileceği anlamına geliyor. Geçen yıl baskın olan Delta varyantında bu değer sadece 5-6 idi."

Sürü bağışıklığı mı hedefleniyor?

Hâlihazırda hastalık kalabalık şehirlerde düşük yoğunluklu yerleşim birimlerine göre daha hızlı yayılıyor. Ancak 22 Ocak'ta kutlanacak Çin Yılbaşısı nedeniyle 3 hafta boyunca çok sayıda insanın yer değiştirmesi bu durumu da eşitleyecek gibi görünüyor. 

Dolayısıyla Mart ayı gibi nüfusun önemli bir bölümü hastalığı "tecrübe etmiş" olacak.

Yönetimin beklentisi de muhtemel bu yönde. Kısa zamanda sürü bağışıklığının sağlanması, Covid-19'un büyük ölçüde gündemde düşmesi.

Ekonominin selameti için Covid-19 gölgesinin bir an evvel kalkması şart görünüyor.

Üç yıldır süren sıfır vaka uygulamalarının ekonomiyi nasıl zora soktuğunu Renmin Üniversitesi (中国人民大学) Ekonomi Fakültesi Dekanı Liu Shouying'un sözleri ortaya koyuyor: "Ülke piyasaların ayakta kalabilmesinin imkansızlaştığı geri dönüşü olmayan bir noktaya geldi. Çin, salgınla mücadele etmek için kullandığı 'savaş zamanı sisteminden' acilen uzaklaşmalı ve normale dönmeli. Aksi takdirde ekonominin eskisi gibi olağan işleyişine geri dönmesi zor olur."

Faturayı ağırlaştıran milliyetçilik

"Hatırlanacağı üzere Çin'deki yerli ilaç üreticileri 7 farklı Covid-19 aşısı geliştirmiş, ülkede hızlı bir aşılama kampanyasına girişilmiş ve ürettikleri aşıları pek çok ülkeye ihraç etmişti. Hem yönetimin hem de Çin teknolojisinin başarısını ortaya koyan bir nevi gurur abidesiydi bu durum

Lakin Delta ve Omicron varyantları bu parlak başarıya gölge düşürdü. Konvansiyonel teknolojilerle üretilen Çin aşılarının bu varyantlara karşı koruma oranı mRNA aşılarına göre çok daha azdı.

Bunun sonucu olarak Çin aşı üreticileri Sinopharm, Sinovac, Biotech ve Cansino Biologies'in yaptığı aşı ihracatı 2021 sonundan itibaren hızla düştü. Örneğin geçen nisan ayında en yüksek düzeyine ulaştığı Eylül 2021'e göre yüzde 97 oranında azaldı."

Editör: Bumin Kağan Muti