Her defasında söylüyor ve yazıyoruz. Türkiye bir deprem ülkesi. Türkiye’yi baştan başa geçen ve değişik kollara ayrılan deprem haritasına baktığınız zaman deprem gerçeğini daha iyi anlıyorsunuz.

Ancak hala gelecek depremlere karşı alınan birtakım palyatif tedbirlerin dışında ciddi atılımları göremiyoruz. Hani 99 depremi milat olacaktı. Aradan 24 yıl geçmesine rağmen hala ciddi tedbirlerin alınmadığını görüyoruz. Eli kalem tutan herkes yazıp çiziyor. İstanbul depremi yaklaştı deniliyor. İstanbul depremi ile ilgili bugüne kadar alınan ciddi bir uygulama veya çalışma ortada yok. Birkaç yeni bina, birkaç binaya da yapılan güçlendirme çalışmaları o kadar. Kahramanmaraş depreminde olduğu gibi bir deprem Allah korusun İstanbul’da yaşanırsa can kaybı iki kat daha fazla olacaktır. İstanbul’un depreme dayanıksız bölgeleri biliniyor. Bu yörelerdeki binaların yarıdan fazlası yıkılarak yeniden depreme dayanıklı yapılar yapılması lazım. Böyle bir çalışmadan haberi olanınız var mı?

Gelelim sıcak gündeme:

Merkez üssü Kahramanmaraş olan ve 11 ilimizi etkileyen deprem bölgesinde neler oluyor? Bir önceki yazımızın başlığı ‘Selden Kütük Kapma Yarışı’ idi. Evet kütük kapma yarışı devam ediyor. İktidarı bir telaş almış. Alelacele enkazı kaldıralım yerine inşaat başlatalım telaşındalar. Hayırdır ne oluyor? Bu telaşınız niye? Daha enkazın altında kalan vatandaşlarımızın cesetleri tam olarak çıkarılmamışken bu telaş ta neyin nesi? Sen önce depremden sağ ve yaralı kurtarılan vatandaşlarımızın sağlık durumları ve barınma ihtiyaçlarını karşılayamadın. Dahası Yapı denetim evraklarının bulunduğu binalar depremde yıkılmamış oldukları halde alelacele dozerlerle yerle bir ediliyor. Düpedüz buna delil karartma deniliyor. Efendim o kayıtların kopyaları bilgisayar kayıtlarında mevcutmuş. Ya yoksa. Veya bilgisayardan silmesi çokmu zor. Bilgisayar kayıtlarının yok edilmesi kağıt evrakı yok etmekten daha kolay.

Adalet Bakanı başta olmak üzere iktidara mensup yetkililer; ucu nereye dayanırsa dayansın, tüm sorumlular bulunacak ve hesap sorulacak gibi sözlerle aklımızla alay ediyorlar. Daha önceki olaylarda bunları Türk Milleti olarak yaşadık. Soma olayı, Amasra olayı, 99 deprem olayı ve daha birçok hadisenin sonucunda göstermelik bir veya iki kişiye ceza verildi ve akabinde çıkartılan af yasası veya düzenleme ile adaletten paçalarını kurtardılar. Kahramanmaraş depremi sonucunda da birkaç günah keçisi bulunacak ve vatandaşa bakın biz sorumluları bulduk ve hesap soruyoruz denilecek. Dün bir haber vardı.

Haber şöyle:

Erdoğan’ın gözüne bakarak şikayet etti: Bu enkazdan AKP’li müteahhit sorumlu. Niye yakalanmıyor?

Bir vatandaş Erdoğan’a depremde yaptığı evler yıkılan AKP’li müteahhiti şikayet etti: En büyük darbeyi ilçemizde CCK Yunus Kaya isimli kişi verdi. Bu kişi şu an yakalanmadı.

Erdoğan’a seslendi: Bu enkazdan AKP’li müteahhit sorumlu. Niye yakalanmıyor?

Soru bu. AKP’li müteahhit neden yakalanamıyor? Birileri tarafından himaye mi ediliyor? Bakan veya Milletvekilleri Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı soru soramıyor ama vatandaş artık soruyor. Korku imparatorluğu yıkıldı artık. Vatandaşta daha düne kadar Sayın Cumhurbaşkanı’na soru soramıyordu. Artık sorabiliyor. Vatandaş ise cevabını alamadığı soruların karşılığını sandıkta elbette verecektir.

En büyük Hakem Türk Milletidir. Günü geldiğinde hesabını soracaktır.

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE