Suriye’de İran Ve Rusya’nın Derin Belirsizliği!

Suriye’de İran Ve Rusya’nın Derin Belirsizliği!
Suriye'nin Şam kentinden gelen haberler, Baas hükümetinin çöktüğünü gözler önünü seriyor. Uzun yıllar boyunca ülkede önemli bir güç odağı olan Baas rejimi, iç ve dış baskıların etkisiyle çökmüş durumda. Bu gelişme, sadece Suriye için değil, aynı zamanda uluslararası denge ve güç politikaları için de yeni bir dönemin kapılarını aralamış durumda.

Suriye'nin Şam kentinden gelen haberler, Baas hükümetinin çöktüğünü gözler önünü seriyor. Uzun yıllar boyunca ülkede önemli bir güç odağı olan Baas rejimi, iç ve dış baskıların etkisiyle çökmüş durumda. Bu gelişme, sadece Suriye için değil, aynı zamanda uluslararası denge ve güç politikaları için de yeni bir dönemin kapılarını aralamış durumda.

RUSYA VE İRAN’IN YENİ STRATEJİLERİ

Baas rejiminin düşmesi, özellikle bu rejimi destekleyen Rusya ve İran açısından kritik soruları gündeme getirdi. Her iki ülke de yıllarca rejime askeri, ekonomik ve diplomatik destek vererek ülkedeki etkinliklerini korumuşlardı. Şu anki tabloda, bu desteklerin yeni şekillerde devam edip etmeyeceği merak konusu.

RUSYA’NIN POZİSYONU

Rusya, 2015 yılından bu yana Suriye’de aktif bir rol oynadı ve Baas rejimini ayakta tutmak için özellikle hava kuvvetleriyle yoğun operasyonlar düzenledi. Ancak rejimin çökmesiyle birlikte, Rusya’nın yeni bir siyasi veya askeri strateji geliştirip geliştirmeyeceği belirsizliğini koruyor. Moskova'nın, Suriye'deki etkinliğini devam ettirebilmek adına yeni ittifak arayışlarına girebileceği ve yerel gruplarla temaslarını artırabileceği öngörülüyor.

İRAN’IN DURUMU

İran için Suriye, bölgesel stratejik hedeflerinin merkezinde yer alıyor. Tahran yıllarca, Suriye’yi özellikle Hizbullah’a lojistik destek hattı olarak kullanmış ve rejimi ekonomik yardımlarıyla desteklemişti. Rejimin çökmesi, İran’ın Suriye’deki etkisini kaybetme riskini de beraberinde getiriyor. Buna karşın, Tahran’ın sahadaki milis grupları aracılığıyla varlığını sürdüreceği tahmin ediliyor.

INDEPENDENT TÜRKÇE yazarı Con Coughlin, “Rusya ve İran'ın Esad'a desteği öncekine kıyasla değişti mi?” başlıklı köşe yazısında konuyu şöyle değerlendirdi:

“İsyancı grupların Halep'in kontrolünü ele geçirmesi, hiç şüphesiz Esad karşıtı güçler için son yılların en büyük başarısı oldu.

Suriye'nin en büyük şehri olan Halep, kuşatma altında olduğu 2016 yılında geri alınmasından bu yana hükümetin kontrolü altındaydı.

Bu olay yüz binlerce insanın hayatına mal olan savaşın en önemli dönüm noktalarından biriydi.

Moskova'da bölgedeki önemli bir müttefikin kaybedilebileceği endişesinin artması üzerine Putin, Rusya'nın Suriye'deki birliklerinin başında bulunan komutan Sergei Kisel'in görevden aldı.

Rusya ve Suriye savaş uçaklarının isyancı grupların İdlib'deki mevzilerini bombaladığı haberlerine rağmen, bu çabaların isyancıların ilerleyişini kontrol altına almakta zorlandığı ve isyancı grupların stratejik öneme sahip Hama şehrine ulaştığı bildiriliyor.

İran, şimdiye kadar en az 300 milisi Irak'tan Suriye'ye göndererek ve Suriye Devlet Başkanı Esad'a tam destek verme kararlılığını vurgulayarak tepkisini gösterdi.

Ancak, özellikle İsrail'in son askeri saldırısı sonucunda Hizbullah'ın Lübnan'da önemli kayıplar vermesinin ardından İran'ın ilave takviye güç gönderme gücü sınırlı gibi görünüyor.

Esad ise isyancı grupları "sadece güç dilinden anlayan teröristler" olarak niteleyerek isyanı bastırma sözü verdi.

Esad, hükümet güçlerinin isyancılar tarafından ele geçirilen toprakları geri almak için karşı saldırı başlatmaya hazırlandığını kaydetti.

Ancak Suriye'deki çatışmaların uzun soluklu olması, halihazırda Gazze'deki ve Lübnan'daki çatışmaların yansımalarının acısını çeken Ortadoğu bölgesini daha da istikrarsızlaştıracaktır.”

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.