Coğrafya kaderimizdir ama Akıl kılavuzumuzdur

Devletler romantizm ve hamaset ile yönetilmez. Gerçekler ışığında akılla idare edilir. Devletler kendi ekonomik , siyasi, askeri gücün, imkanın ve şartlar dikkate alınarak yönetilmek zorundadır. Aksi durumda XVIII. yüzyıl sonunda çıkan Fransız İhtilâl ve onu izleyen büyük inkılâpla, milli devlet ve dolayısiyle milliyetçilik hızla bütün dünyaya yayılmaya başladı.

Özellikle çok uluslu devletler için milliyetçilik akımı bir felâketti. Milliyetçilik akımının çok uluslu bir devlet olan Osmanlı İmparatorluğu için önem taşımış, imparatorluk sınırlan içinde yaşayan ve Türk olmayan çeşitli uluslar bağımsızlık isteği ile ayaklandılar.

Bu ayaklanmalar Ortadoğu ve Balkanlar'da Osmanlı'dan ayrılan yeni ulus devletlerin doğmasına neden oldu.

Bu süreçlerde Osmanlıcılık, İslamcılık, batıcılık ve Türkçülük fikirleri aydınların arasında en çok tartışılan konular ve Osmanlıyı ayakta tutma çareleri olarak kendini gösterdi. Fakat hiç biri Osmanlıyı ayakta tutamadı.

1908 - 1918 yılları arasında İttihat Terakki yönetimi milyonlarca kilometre kareye sahip Osmanlıyı Sevr'e mahkum etti. İmparatorluk topraklarımızda Yunanistan, Fransa, İtalya, ingiltere ve Ermenistan işgalleri ile 5 devlet hakim oldu. Bize de Ankara ve iç Anadolu bölgesinde bir bölüm bırakıldı.

1865 yılından itibaren Genç Osmanlılar, Jön Türkler ve İttihat Terakki fikirleri sonucunda kayıplarımız oldu. Ermeni tehciri kararı gibi doğru kararları olduğu gibi, birinci dünya savaşına girmek, baharı beklemeden sarıkamış harekatını başlatmak gibi yanlış kararlarıda oldu. Romantizm, hamaset ve komitacılık anlayışları ile ciddi yanlışlar yaptılar.

Büyük Önder Atatürk ile başlayan milli mücadelesi sonucunda bugün ki sınırlarımıza, üniter ve ulus bir devlet anlayışına ulaştık. Yeni bir devlet kurduk. Bağımsız olduk.

Eğer bir devlet pek çok etnik kimlikten oluşan topluluklar pek çok mezhepsel farklılıklar ve demografik yapıda var olan zayıfliklardan oluşuyorsa, imparatorluk bakiyesi olup ve önemli bir coğrafyada bulunuyorsa her zaman etnik milliyetçiliğin tehditi ile karşılaşacak, terör ve iç savaşlar gerçeği ortaya çıkacaktır. Siyasi, kültürel, ekonomik Saldırılar altında olacaktır Bu nedenle çok akılcı , tedbirli olmak, siyasi, askeri ve ekonomik olarak güçlü olmak, birlik ve beraberlik içinde olmak zorundasınız.

Eğer hakim olan millet unsuru milliyetçiliğin birleştirici yönleri ile hareket eder ve bu gerçekleri ihmal ederse, ırkçılık yaparsa, adalet, fırsat, imkân ve yurttaş eşitliğini görmezden gelirse, kalkınma, refah ve milli gelir dağılımında haksızlık ve adaletsizlik yaparsa, toplumların kültürel ve sanatsal değerlerinin yaşamasının önüne engeller koyarsa, evde, sokakta ve mabette ki mezhebi ve dini inançları ile dillerini yasaklarsa veya dışlarsa, baskı zulüm ve diktatörlük ortaya çıkarsa orada iç savaş ve bölünme felaketini beklemek gerekir.

1913 yılında Balkanlarda, 1915 yılında Ortadoğuda yaşanan milliyetçi ayaklanmalar ile sayısız yeni devletler kurduruldu. 1980 li yıllarda ise Yugoslavya'nın dağılması yaşandı.Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti'nin Josip Broz Tito'nun ölümünden sonra artan etnik çekişmeler, 7 ayrı ulustan meydana gelmesi, ekonomik bunalım ve Doğu Avrupa'daki değişiklikler nedeniyle 1980'lerin sonlarından 2000'li yıllara kadar yaklaşık 20 yıl süren kanlı bir süreç sonunda yedi ayrı egemen ülkeye bölünmesi ile kendini gösterdi. 1990 li yıllarda da başka bir çok uluslu devlet olan SSCB dağıldı.

Eğer milliyetçilik fikri akılcılıktan uzaklaşırsa ülkelerin felaketi ve yıkımı olur. Bence Türkiye'de milliyetçiliğin en doğru şeklide ve birleştirici unsur olarak ortaya konulması ise Başbuğ Alparslan Türkeş'in ifade ettiği milliyetçiliktir.

Başbuğ Alparslan Türkeş'in birleştirici milliyetçilik anlayışı şunları kapsamaktadır:

Birleştirici milliyetçilik

Adalet ve Kültür odaklı olmalıdır.

Refahın yaygınlaşmasını ve kalkınmayı esas almalıdır.

Demokrasi ve Eşit yurttaşlık uygulamalıdır.

Her türlü inkar politikalarını terk etmek ve ortak gelecek anlayışı içinde sevgi ve kardeşlik ile beslenmelidir.

Etnik milliyetçilik ve mezhep temelli anlayışları ret etmelidir.

Tavizsiz Üniter devlet savunmalıdir.

Türkçe Resmi ve eğitim Dili Türk bayrağı ve toprak bütünlüğü konuları asla tartışma meselesi dahi olmamalıdır.

Bunlar dışında bir anlayış büyük felaketler doğurur. Türk ve Dünya tarihi bunun örnekleriyle doludur.

Adnan Hazır

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Adnan Hazır Arşivi

Siyasetin Şirazesi kaymış

18 Ağustos 2025 Pazartesi 11:36

Herkes mi hain...

18 Ağustos 2025 Pazartesi 11:29

Ülkücü Siyasetin Temel Nitelikleri

08 Ağustos 2025 Cuma 22:33

Son Başbuğ Alparslan Türkeş...

30 Temmuz 2025 Çarşamba 01:11

Yıkımın gölgesinde bir coğrafya

28 Temmuz 2025 Pazartesi 00:38

Küreselleşme, Küresel Güçler ve Hedefleri

23 Temmuz 2025 Çarşamba 14:39

Türkiye üzerindeki tehditler

19 Temmuz 2025 Cumartesi 22:10

Ülkücünün temel değerleri

11 Temmuz 2025 Cuma 18:48