
Adnan Hazır
Küreselleşme, Küresel Güçler ve Hedefleri
Dünya, bir zamanlar sınırlarla örülüyken; şimdi görünmeyen ama çok daha etkili zincirlerle kuşatılmış durumda. Bu zincirlerin adı: Küreselleşme. Kimileri için bir kalkınma, serbest ticaret, insan hakları ve teknoloji çağının habercisi… Kimileri içinse modern bir sömürgeleşme, kültürel asimilasyon ve bağımsızlığın kuşatılması süreci.
Küreselleşme; sermayenin, bilginin, kültürün ve iletişimin sınır tanımadan yayılması anlamına gelir. Bu olgu, ilk bakışta çağdaş ve cazip görünse de arka planında küresel güçlerin kurduğu büyük bir denge ve çıkar oyunu saklıdır. Peki kimdir bu küresel güçler? Ne isterler? Hedefleri nedir?
Küresel Güçler Kimlerdir?
Küresel güçler, yalnızca devletlerden ibaret değildir. Bu yapının içinde büyük devletler kadar, çok uluslu şirketler, medya imparatorlukları, finans kurumları ve gizli-açık küresel organizasyonlar da vardır. ABD, İngiltere, Fransa, İsrail, Almanya, İtalya, Çin ve Rusya gibi süper güçlerin yanı sıra, Davos toplantılarıyla gündem belirleyen iş dünyası elitleri, IMF, Dünya Bankası, Birleşmiş Milletler, BRİSİC, AB, NATO ve daha birçok kuruluş da bu sistemin birer parçasıdır.Bunların yanında Bilderberg, Trilateral Komisyonu, Council on Foreign Relations (CFR) gibi yarı gizli yapılar ve çeşitli vakıf ve düşünce kuruluşları ve yerli işbirlikçileri de küresel stratejilerin mutfağında yer alır.
Bu güçler bir yandan dünya düzenini dizayn ettiklerini iddia ederken, öte yandan bu düzenin devamı için savaşlar, yoksulluk, kültürel bozulmalar ve demografik mühendislik dahil pek çok yıkıcı araca başvurmaktan çekinmezler.
Küresel Güçlerin Hedefleri Nedir?
1.Ulus Devletlerin Zayıflatılması:
Küreselciler için güçlü ve milli devletler, kontrol edilmesi zor yapılardır. Bu nedenle milliyetçilik "tehlikeli", vatanseverlik "aşırı", yerli üretim "verimsiz" ilan edilir. Ulusların kendi ayakları üzerinde durması için istenmez. Yerine; bağımlı, yönlendirilebilir, tüketim odaklı toplumlar hedeflenir. Ulus devletler, küresel yapının vekil güçleri uzerinden veya doğrudan saldırı altında tutulur. Yıpratılır, zaman, enerji ve ekonomik kayıplara uğratılır. Sürekli ekonomik, siyasi, toplumsal olaylar, terör, ambargo gibi kaos ve kriz ortamlarına maruz bırakılırlar.
2.Tek Tip Kültür ve Kimlik:
Yerli kültürler, gelenekler, inançlar, aile yapıları ve dil gibi unsurlar, küresel şirketlerin "ürün pazarlaması" için engel görülür. Bu yüzden sinemadan müziğe, dijital platformlardan sosyal medya fenomenlerine kadar her şeyle tek tipleşmiş bir insan profili inşa edilir. Kimliksizleştirilen toplumlar, kolay yönlendirilir. Sosyal medyada yapay zeka destekli algılarlar manipüle edilerek kontrol altında tutulurlar. Etnik ve mezhepsel ayrılıklar körüklenir. Demografik yapı tahrip edilir. Kutuplaşma sağlanır
3.Sermaye Kontrolü ve Ekonomik Bağımlılık:
Dünya finans sistemi, birkaç merkez bankası ve yatırım fonu üzerinden yönlendirilir. Borçlandırılan devletler, IMF reçetelerine mahkûm edilir. Tarım bitirilir, sanayi özelleştirilir, yerli üretici küresel zincirlerin taşeronu haline getirilir.
4.Yeni Dünya Düzeni:
Küresel güçlerin nihai hedefi, ulusal kararların değil, küresel merkezlerin hüküm sürdüğü bir düzen kurmaktır. Ulusal egemenliklerin yerini küresel yönetim biçimleri almalı, hukuk sistemleri birleşmeli, para birimleri tekleştirilmelidir. “Dijital kimlik”, “küresel vatandaşlık” gibi kavramlar, bu hedefin işaret fişekleridir.
Biz Ne Yapmalıyız?
Küreselleşmeye tamamen kapalı kalmak mümkün değildir. Ancak bu dalgaya kapılmakla, bu dalgada boğulmak arasında fark vardır. Türk milleti gibi köklü bir milletin çocukları, tarihinden, inancından, kültüründen ve bağımsızlığından asla taviz vermemelidir. Milli eğitim, yerli üretim, güçlü aile, bağımsız medya ve teknolojik yerlileşme gibi adımlar, küresel kuşatmaya karşı en güçlü kalkandır.
Unutulmamalıdır ki, kendi değerlerine sırtını dönen toplumlar, başkalarının senaryosunda figüran olmaya mahkûmdur. Küreselleşme bir gerçekse, milli duruş da bir gerekliliktir. Çünkü bu çağın en büyük savaşı, artık topla tüfekle değil, algı, kimlik ve ekonomi üzerinden verilmektedir.
Son söz:
Küresel rüzgârlara karşı dimdik durmanın yolu, yerli kalmakta ve milli düşünmekte gizlidir. Kendi özüne, tarihine ve milletine sadık olanlar, her zaman bu fırtınadan sağ çıkacaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.