“Adımız kardeşlik, soyadımız Türkiye” şeklindeki ifade, iyi niyetli bile olsa eksik ve tehlikeli bir yaklaşımdır. Çünkü bu anlayış, milleti ve devleti birbirinden koparan bir düşünceyi içinde barındırmaktadır.

Oysa doğrusu şudur:

Adımız: Türk Milleti

Soyadımız: Türkiye Cumhuriyeti Devleti olmalıdır.

Devleti kuran Türk milletini görmezden gelir, yerine soyut ve tanımsız kavramlar ikame ederseniz; ortada yarın yaşayacağımız bir devletin kalmayacağını acı şekilde tecrübe ederiz.

Türk Milleti, son bilimsel araştırmalar ışığında en az 20 bin yıllık bir geçmişe sahip kadim bir millettir. Yaklaşık 30 milyon kilometrekarelik geniş bir coğrafyada var olmuş, yaşamış ve iz bırakmıştır.

Kısacası; bizim tarihimiz, bazı çevrelerin iddia ettiği gibi bin yıllık değil; ihanet derecesinde küçümsenmeye çalışılsa da en az 20 bin yıllık bir tarihtir. Milletimiz, 1071 Malazgirt Zaferi ile değil, ondan çok daha önce de Anadolu topraklarında var olmuştur.

Binlerce yıldır savaşan, can ve kan veren; bin yıldır da İslam’ın sancaktarlığını ve kılıçlığını yapan bu millet, milyonlarca şehit vererek bugünlere gelmiştir. Bu milletin adı Türk Milletidir.

Bu aziz millet varken; hiçbir bedel ödememiş, savaşmamış, can vermemiş hiçbir unsur, ne Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ismi olabilir ne de soyadı... Çünkü devletin de, toprağın da sahibi Türk Milletidir.

Elbette ki bu topraklarda yaşayan herkes bizim eşit vatandaşımızdır. Tasada ve kıvançta bir arada olduğumuz, sevinçte ve hüzünde aynı kaderi paylaştığımız kardeşlerimizdir.

Türk ve İslam aleminin mübarek Kurban Bayramımızı kutluyorum. Rabbim hayırlara vesile olmasını nasip etsin.