Tarihin Tekerrürü:

Irak’ta Saddam’ın yok edilmesi sonrası oluşturulan Anayasaya şöyle bir hüküm kondu. Cumhurbaşkanı Kürtlerden, Başbakan Şiilerden ve Meclis Başkanı Sünnilerden (dolaylı olarak Arap) olacak… Böylece gerek etnik gerekse mezhebi farklılık hep gündemde kalsın ve ateş hiç soğumasın istendi.

Bu kapsamda, Celal Talabani, 2005-2014 yılları arasında 3 dönem Irak Cumhurbaşkanlığı yaptı. Öyle dişe diş bir mücadele sonrası değil, Irak Anayasası gereği. Nitekim Talabani sonrası Cumhurbaşkanı olan Fuat Masum (2014-2018), Berham Salih (2018-2022) ve Abdullatif Reşid (2022-…), hepsi Kürdistan Yurtseverler Birliği-KYB mensubudur.

Irak devletinin en tepesi, hem de Anayasa gücüyle Kürtlerden olmasına rağmen bu arada ne oldu? Irak’ın Kuzeyinde Eylül 2017’de bağımsızlık referandumuna gidildi ve katılanların %93’ü “evet” dedi. Ancak kayda geçen bu referandum, Irak merkezi hükümeti, Türkiye ve başkaca bazı ülkelerin tavrıyla donduruldu. Küresel güç aracılık(!) yaptı. ABD, “henüz demir tava gelmedi, bunca yıl beklediniz biraz daha dişinizi sıkın” demiş olabilir mi?

Kıssadan Hisse:

Hayrettin Barut, Afyonkarahisar eski Belediye Başkanı, arkadaşım. Çok enfes kıssalar yazıyor. Yakın geçmişte ondan okumuştum.

Şairin biri, devrin padişahına övgü dolu bir şiir yazmış. Şiir hoşuna gidince, padişah şairi huzura çağırmış ve aralarında şu konuşma geçmiş.

Padişah, “dile benden ne dilersen” demiş.

Şair, “ben içimden geleni yazdım, bir şey istemiyorum” demiş.

Padişah ısrar edince “Ben avı çok severim, bana bir av köpeği verin” demiş.

Padişah av köpeği için emir vermiş ve “başka?” diye sormuş.

Şair, “bir de tüfek olursa iyi olur” demiş.

Padişah, olur dedikten sonra, “başka” demiş.

Şair, “av denince tabii ki akla at da geliyor” demiş.

Padişah, onu da kabul etmiş, “başka” demiş.

Şair, “O ata bakmak için bir de seyis olsa iyi olur” deyince…

Padişah, “Alırım o iti elinden ha” demiş...

Şımarıklığın ve hadsizliğin sonunda başa dönmek de vardır. Tarih neden hep tekerrür eder sorusu henüz tam cevaplanmış değil. Acep?

Talebin Sınırı:

Padişahın cömertliğini görünce, şair toprak istemeyi de düşünmüş müdür? Bir şiir sever ve şair olarak biliyorum ki şairler duygusal olur. Zannımca kellesi pahasına da olsa, “her talebinin karşılandığı” ortamın verdiği cüretle, yüreği toprak, hatta padişahın koltuğu için çırpınmıştır.

Yukarıdaki kıssadan çıkaracağımız hisseyle gerek DEM Parti yetkililerinin gerekse PKK, PYD, YPG elebaşılarının sahada çok büyük cüretle yaptıkları afra-tafraları ve attıkları safraları görünce insan merak ediyor. “Devlet” alırım o iti elinden ha” der mi?

Es-selam olsun, ves-selam olsun, has-kelam olsun, yaşasın “Türk-Kürt kardeşliği” diyerek, “Üniter Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne” selam duranlara.