T.C yerine Anadolu Türk, Kürt, Arap federasyonu mu kurulmak isteniyor?

Lozan'ı tanımayan emperyal Amerika'nın yüz yıldır Türkiye'de Sevr'i yeniden hortlatma politikası aralıksız sürmektedir.

Bunun için konvansiyonel savaş dışında bütün savaş türlerini denemiş ve denemeye devam etmektedir. Birkaç örnek vermem gerekirse; psikolojik savaş, ekonomik savaş, yıpratma savaşı, etnik savaş, kültürel savaş, hibrit savaş teknikleri ile hükûmetleri zayıflatma, diplomasi, medya, askerî gücü zayıflatma gibi birçok savaş türünü ve savaş tekniğini kullanmak suretiyle ülkeyi zayıf düşürmeyi hedeflemektedir. Zayıf ülkeyi daha rahat sömürme, daha rahat istediğini yaptırma, iç politikasına dolaylı yollarla müdahale etme, politikacılarla işbirliği yapma imkânı bulabilmektedir.

Ülkemizde son yirmi beş yıldır uygulanmakta olan dış politika, ülkenin bekasını olumsuz etkilemiştir. Başta ikiz yasaların Bahçeli tarafından imzalatılıp tabandan gelen baskı neticesinde bekletilmesi, yani meclise getirilmeyip bekletilmesi, "sümen altı edilmesi", 2003'te de AKP ve CHP işbirliği ile meclisten geçirilmiş olması, değiştirilemez dedikleri Anayasa'nın ilk üç maddesini alenen delmiştir. Türkiye, ikiz yasalarla halkların kendi kendini yönetme hakkını resmen tanımıştır. Türkiye'de kendilerini azınlık kabul etmeleri hâlinde Araplara veya Kürtlere, dilemeleri hâlinde ayrılmak ve kendi kendilerini yönetmek için referandum talebinde bulunma hakkı verilmiştir. Bu verilen hak, ülkenin bölünmez bütünlüğünü tartışma konusu hâline getirmektedir.

Ülkeler sınırlarını korumak için sınırlarına duvarlar örerken Türkiye, Suriye sınırındaki döşeli mayınları tarıma açma bahanesiyle söktürmüştür. Mayınların sökülmesi, Suriye iç savaşında muhtemel göç dalgasının ön hazırlığı olduğu yıllar sonra anlaşılmıştır. Mayınların sökülmesi gayrimillî bir politikadır. Politika millî olmuş olsa mayınlar sökülmez, göçün önü alınmış olurdu. Amaç, göç dalgasının önünü almak değil, göçe yol vermek, göç marifetiyle ülkenin demografik yapısını değiştirmek, aynı zamanda bölünmesini kolaylaştırmaktır.

Göç, son yıllarda uygulanmakta olan en etkili bir savaş türü olmuştur. Göç marifetiyle ülkeler silahsız işgal edilmektedir. Türkiye, dünyada en fazla yabancı göçmen, sığınmacı, kaçak barındıran ülke durumundadır. Ülkemizde bulunan Suriyeli, Afgan, Pakistanlı, Afrikalı sayısı ülke nüfusunun yüzde yirmisine ulaşmıştır. Ülkemizde bulunan yabancıların gelme nedenlerinin altında can güvenliği, ekonomi, eğitim, evlilikler gibi nedenler görülse de bu göç dalgası, emperyal Amerika'nın Türkiye üzerinde oynamak istediği oyunun bir parçasıdır. Organize bir durumdur. Ülkemizde Afrikalı öğrenci sayısı bir milyonu geçmiş durumdadır. 3500 km uzaklıktan Afganlılar elini kolunu sallayarak nasıl gelmişler, hiç düşündünüz mü? Ülkemizdeki göç sorununun, yönetimin emperyal Amerika ile işbirliği neticesi olduğu gayet açıkça görülebilmektedir. Yabancılar, ülkemiz için en büyük beka sorunudur.

Türkiye'de Türkler azınlığa düşürülmek istenmektedir. Tarihi incelerseniz göreceksiniz ki Anadolu'da birçok medeniyet kurulmuş, birçok devlet hüküm sürmüş ve yok olup gitmiştir. Bu medeniyetlerin hepsinin de yıkılması göç marifetiyle olmuştur.

Ülkemiz de göç marifetiyle bölünmek istenmektedir. Bilerek ve isteyerek bu kadar yabancının gelmesine izin verilmiş, iaşesi karşılanmış, iş verilmiş ve kalmasına müsaade edilmektedir. Adına "barış süreci" dedikleri, "devlet aklı" diye millete yutturulmak istenen proje de Amerika'nın Sevr'i yeniden hortlatma planının bir parçasıdır. Politikacılar, ülkemizdeki etnik yapıyı sayarken hiç "Araplar" demezlerdi, son aylarda Araplar da sayılır oldu. Yavaş yavaş millet bölünmeye alıştırılmak istenmektedir. Türkiye'nin güçlü devlet olması, İsrail'in güvenliği açısından tehdit olarak algılanmaktadır. Emperyal Amerika'nın menfaatleri ve İsrail'in güvenliği için Türkiye'nin zayıf düşürülmesi, etnik yapının güçlendirilerek çatıştırılması, bölünüp Türk, Arap, Kürt federasyonuna doğru gidilmesi amaçlanmaktadır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali Açık Arşivi