Arjantin’in tarihi ve bitmeyen siyasi ayaklanmaları
Güney Amerika’nın en büyük ülkelerinden biri olan Arjantin, futbolun ötesinde tarih boyunca darbeler, ekonomik krizler ve siyasi ayaklanmalarla da anıldı. 19. yüzyıldan günümüze kadar uzanan Arjantin tarihi, halk hareketlerinin, askeri darbelerin ve lider kültünün iç içe geçtiği çalkantılı bir süreç olarak öne çıkıyor.
BAĞIMSIZLIKTAN MODERN CUMHURİYETE: KISA BİR TARİH ÖZETİ
Arjantin, 1816 yılında İspanya’dan bağımsızlığını ilan etti. Ancak bağımsızlıktan sonraki ilk yıllar, iç savaşlar ve federalist-merkeziyetçi çatışmalarla geçti. 19. yüzyılın sonunda tarıma dayalı bir ekonomik modelle büyüyen ülke, 20. yüzyıl başında “zenginliğin kapısını aralamış” gibi görünüyordu. Ancak bu refah uzun sürmedi.
1930 yılında gerçekleşen ilk askeri darbe, Arjantin’in siyasal istikrarsızlık tarihini başlattı. 1930 ile 1983 arasında ülke tam altı kez askeri darbeye sahne oldu.
PERONİZM: BİR LİDER KÜLTÜ DOĞUYOR
Arjantin siyasetinin dönüm noktası ise kuşkusuz Juan Domingo Perón ile başladı. 1946’da iktidara gelen Perón, işçi haklarına verdiği önem, karizmatik liderliği ve efsanevi eşi Eva Perón ile birlikte ülkede adeta bir halk hareketi başlattı. "Peronizm" adı verilen bu siyasi hareket, halkın gözünde bir kurtuluş reçetesi olarak görüldü.
Ancak Perón'un yönetimi otoriterleşti ve 1955 yılında askeri darbeyle görevden alındı. Bu darbe, Arjantin’in yıllarca sürecek askeri-sivil iktidar döngüsünün başlangıcı oldu.
KİRLİ SAVAŞ (LA GUERRA SUCİA): KAYIP NESİLLERİN ÜLKESİ
1976’da gerçekleşen bir başka askeri darbe, ülkeyi karanlık bir döneme sürükledi: Kirli Savaş dönemi. Askeri cunta yönetimi, solcu olduğu düşünülen binlerce kişiyi “kaybetti”. İnsan hakları örgütlerine göre bu dönemde 30 bine yakın insan tutuklandı, işkence gördü ya da öldürüldü. Plaza de Mayo Anneleri adlı sivil hareket, kaybolan çocuklarını arayan cesur annelerle bu dönemin simgesi haline geldi.
DEMOKRASİYE DÖNÜŞ VE EKONOMİK KRİZLER
1983 yılında demokrasinin yeniden tesis edilmesiyle sivil yönetime geçildi. Ancak Arjantin’in siyasi istikrarsızlığı sona ermedi. 2001 ekonomik krizinde bankalar çöktü, halk sokaklara döküldü ve ülke bir ayda dört başkan değiştirdi.
2000'li yıllarda sol görüşlü lider Néstor Kirchner ve ardından eşi Cristina Fernández de Kirchner döneminde devlet müdahaleciliği arttı. Ancak enflasyon, dış borç ve yolsuzluk suçlamaları, bu dönemleri de tartışmalı hale getirdi.
SON DÖNEM: POPÜLİZM VE EKSTREM POLİTİKALAR
2023’te yapılan seçimleri kazanan Javier Milei, kendisini “anarşist kapitalist” olarak tanıtan, ekonomik reformlar ve devlet küçülmesi vaat eden bir figür olarak dikkat çekti. Ancak Milei’nin politikaları da sokak gösterilerini, sendika grevlerini ve toplumsal kutuplaşmayı artırdı. Ülke son yıllarda yeniden büyük protestolara sahne oluyor.
ARJANTİN: SOKAKLARI HİÇ SUSMAYAN BİR ÜLKE
Arjantin'in yakın tarihinde öne çıkan her siyasi değişim, halkın sokaklara dökülmesiyle başladı. İster askeri darbe olsun, ister ekonomik çöküş ya da seçimle gelen liderler; Arjantin halkı, sesi en gür çıkan Latin Amerikan topluluklarından biri olmaya devam ediyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.