Ilham Ahmed: Suriye'deki geçici anayasa azınlık haklarını korumuyor
Suriye'nin kuzeydoğusundaki fiili yönetimin Dış İlişkiler Dairesi Eşbaşkanı Ilham Ahmed, ABD merkezli The New York Times'ta yayımlanan bir makalede Suriye'de hazırlanan geçici anayasayı eleştirdi. Ahmed, anayasanın azınlıklar, kadınlar ve farklı etnik grupların haklarını korumakta yetersiz kaldığını, İslam hukukunu tüm ulusal yasaların temeli olarak ilan ettiğini ve yürütmeye geniş yetkiler tanıdığını belirtti. Ayrıca, metnin sivil özgürlükleri kamu düzeni gerekçesiyle kısıtlama olasılığı barındırdığını ifade etti.
Ahmed, ABD'nin Suriye'deki kapsayıcı ve demokratik bir hükümetin inşasında tarihi bir rol oynayabileceğini vurgulayarak, "Yeni Suriye baştan itibaren herkesi kapsamalıdır. ABD yönetimi ve Kongresi, bu kapsayıcı ve demokratik hükümetin inşasında tarihi bir rol oynayabilir" çağrısında bulundu. The New York Times'taki makalesinde ABD Başkanı Donald Trump'ın Suriye'ye yönelik ekonomik yaptırımları askıya alma kararını memnuniyetle karşıladığını belirten Ahmed, yeni anayasayı 'tehlikeli bir gelişme' olarak nitelendirdi ve yeni sistemin 'İslam hukukunu ulusal yasaların temeli ilan eden merkeziyetçi bir yapıya dayandığını' öne sürdü.
Ahmed, SDG'nin 'Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi' olarak adlandırdığı fiili yönetimin kadın-erkek eş başkanlık sistemine dayanan bir yönetişim modeli oluşturduğunu ve Araplar, Kürtler, Süryaniler, Dürziler, Ermeniler ve diğer toplulukları kapsadığını söyledi. 'Bizim sistemimiz sadece Suriye için değil, tüm Ortadoğu için bir örnek olabilir' diyen Ahmed, Mart ayında SDG ve Suriye'deki geçiş sürecinin Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ile yapılan anlaşma çerçevesinde ateşkes, yerinden edilmiş kişilerin geri dönüşü ve siyasi temsil hakkı gibi ilkelerin benimsendiğini, ancak aynı dönemde imzalanan geçici anayasanın bu ilkeleri tehdit ettiğini belirtti. Ahmed'e göre anayasa, büyük ölçüde Şara'nın geçmişteki silahlı grubu Heyet Tahrir el-Şam'a yakın isimler tarafından hazırlandı ve yürütmeye geniş yetkiler tanıyor. Ayrıca, Mart ayında Suriye'nin kıyı bölgelerinde çoğu Alevi 1600 sivilin hayatını kaybettiği saldırıyı ve Dürzi topluluğa yönelik şiddet olaylarını, 'kapsayıcı olmayan anayasal düzenin yol açtığı çatışma sinyalleri' olarak değerlendirdi.
Kaynak:ANKA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.